avrupa'nın güneybatısında yer alan; portekiz ve fransa'ya komşu ülke.
tam bir akdeniz ülkesi, almanya'nın soğuk insanlarından sonra bu sıcakkanlı halkı öpüp başınıza koyasınız gelir. görülmeye değer pek çok şehri vardır. bunlardan en birincisi barcelona'dır, bu şehre en az 5 gün ayırın, gezilesi görülesi yerleri çoktur. valencia tam bir akdeniz şehri. upusun bi kumsalı var. sevilla'yı da görmeden geçmemek lazım.
boğa güreşleri, domates festivali, flamenko dansı da ispanyol turizminin can damarlarıdır.
yakın zamanda katalonya sınır komşusu olacak olan ülke. dün yapılan referandumda %90.09 evet oyu çıktı. polis şiddeti gölgesinde geçen referandumda katalan halkının polis karşısında ki pasif direnişi olayların çok daha vahim bir noktaya gelmesini şimdilik önledi. katalanların gururu barcelona futbol kulübü las palmas maçının ertelenmesi için başvuruda bulundu ancak kabul edilmedi ve güvenlik gerekçesi ile maç seyircisiz oynanmak zorunda kaldı.
şöyle ki; meksika'dan kuzeye doğru ilerleyen ispanyol kaşifler, karşılarında artık azteklere çok da benzemeyen yerli halklar bulurlar. azteklerin aksine, bunların sakalları bıyıkları falan vardır.
yine bir keşif gezisi sırasında, kafasında moğollar gibi kürk şapka olan bir yerli ile karşılaşırlar. adama da "turk" ismini takarlar. turk, bu adamları kansas'a kadar götürür.
1850'li yıllara kadar avrupa'da matematiksel bir haritası bulunan tek ülke. Nedeni de Endülüs müslümanlarının zamanında yaptıkları çalışmayla bulmalarıymış.
portekiz'le birlikte afrika'nın, pasifik ve asya'daki toprakların ve en önemlisi amerika kıtalarının sömürgeleştirilmesi ve avrupa'da yaptıkları savaşlardan bunalmış olacaklar ki her iki dünya savaşında da bir şekilde tarafsız kalmışlar, "aman alirıza bey ağzımızın tadı kaçmasın" demişlerdir. franco ağızlarının tadına etmiştir, o ayrı konu.
aynı zamanda kolonilerini kaybetmelerine rağmen manyak gibi asimilasyon yaptıkları için, sadece aynı dili konuşmalarından ötürü müthiş bir ucuz iş gücü kaynağına ve hispanik güney amerika'nın avrupa'ya açılan ticaret kapısı olma şansına erişmişlerdir. yine de ingiltere, almanya ve fransa'dan daha kötüdür ekonomik durumları.
arap hakimiyetine portekiz'den daha az girmesine rağmen, dil ve kültür açısından araplardan portekizlilere nazaran daha çok etkilenmiş olan ülke.
tabii dil konusunda diğer bir darbeyi de habsburg hanedanı'ndan yemiştir. o sebepledir ki portekizce ve romence latince'ye ispanyolca'dan daha yakın kalmıştır.
çingenelerin çoğunlukla salazar, montoya ve mendoza soyadlı oldukları ülke.
bunun da sebebi 15. yüzyılda ülkede herkesin soyadı almasının zorunlu kılınması ve daha önce soyadı olmayan çingenelerin de "belki soylu biri zannederler" diye soylu salazar, montoya ve mendoza ailelerinin soyadlarını almalarıymış.
"inka soykırımı yaptılar!!!" diye eleştirilse de, aslında amerika'daki en barışçı kolonici olmuş olan ülke. portekizlilerin ve ingilizlerin ispanyollardan daha vahşice uygulamalar yaptığı nedense hep göz ardı ediliyor.
mesela ispanyollar, daha hernan cortes döneminde yerlilerin toprak mülkiyetini koruyan yasalar oluşturmuşlardır. ingiliz soylu abd'lilerin ise yerli mülkiyetine ne kadar saygı gösterdiği herkesin malumu.
daha da ilginci ise kudüs üzerinde israil'den ve filistin'den daha çok hak sahibi. ama tarih boyunca nedense çok umursamamışlar. sadece ii. ferdinand biraz osmanlı ile dalaşmış o kadar. yeni dünya adamların olunca eski dünya'yı çok umursamadılar galiba.