1. küçük yaştan bile olsa anne olacak potansiyeliyle bakmaları beni rahatsız ediyor ciddi ciddi. hayır deme lüksleri yokmuş da anne olmak mecburiyetindelermiş gibi.

    anneler gününde özellik küçük kız çocuklarının da anneler gününün kutlanıyor olması bu yüzden. neden şimdiden empoze ediliyor ki. ilk başlarda ailenin kutsallığına, annenin, babanın kutsallığına çok inanırdım. ancak zamanla gördüklerim, yaşadıklarım karşısında kutsallık kavramı yıkıldı. ne anne ne baba ne aile kutsal değil. yok öyle bir şey. bizler tarafından değer atfedilmiş bir algı sadece.

    aile içinde eşitsiz dağılmış roller varken annenin rolü babanın rolünden daha fazla iken aradaki dengesizlik varken nesi kutsal olabilir ki? geçtim bunu her anne kutsal mıdır? ya da her anneyi kutsal olarak görmek zorunluluk mudur? anneliğin aldığı sorumlukları yerine getirme ve getirmeme durumuna bakılarak bu yargılarda bulunuyor, bulunuyoruz. yapıp yapmadığına bakarak bu etiketi yapıştırmak saçma geliyor. anne olunca insan olmaktan çıkıyor sanki. ayrı bir auraymış gibi davranıyor. her şeyi yapacak güçte, her şeye gücü yetecek bir kuvvette görünmeye başlıyor neden? bu yük, ağır sorumluluk neden yükleniyor anneye ve anneliğe? yapamayabildiği gibi yapmama isteği de var.

    bunlar dışında anneyi ve anneliği çok sorguluyorum. sosyal ve toplumsal olarak ailenin içindeki durumu da göz önünde bulundurarak. heteroseksist bir düzenin içinde olduğu müddetçe anne ve annelik yalpalamaya devam edecek. ha bu arada eşcinsel annelerin de olduğunu unutmayalım. bana gelecek olursak şimdiye kadar annemin varlığından haberdar değildim. kutsal olarak gördüğüm bir şeye karşı bir sınır vardı ve ağzımdan katiyen anne çıkmazdı. çok uzak ve ulaşılmaz gelirdi. çok sık kavga ediyor olsak bile ona asla sevgi gösterisi yapamaz, güzel cümleler kuramazdın. çünkü o bir kutsal! ne saçma te allam.

    bundan üç yıl önce ben istanbul'da çalışırken gelen telefonla her şey tamamen değişti. ankara'ya geldim. ilk süreç biraz zordu. ilk kez karşılaştığımız bir hastalık ve ne yapacağımızı bilmiyorduk. sürekli kafamda nasıl olur böyle şey. o güçlü kuvvetli kutsal bir şey başına nasıl gelebilir mümkün değil diye diye en sonunda kafamdaki bütün çizgileri yıktım. baştan düşündüm sorguladım ve böyle olmadığına kanaat getirince anladım. tekrar istanbul'a döndüm. 1 yıl çalıştıktan sonra işyeri kapanınca döndüm tekrar ankara'ya. bu sefer daha ciddiydi. ve bir daha yanından ayrılamadım. o gün bugündür ne kadar kafamdaki kavramlar yer değiştirmiş olsa da halen anne diyemem. halen sevgiye dair küçük gösterileri göstermekten utanırım. çekinirim. zaman zaman annem sana sarılmak istiyorum dese de sarılmanın o güçlü yanını veremiyorum. ancak 3 yıldır annemin varlığından haberdarım. anne olarak değil de bir arkadaş, bir yoldaş olarak gördüğümden her şey biraz daha ışık almaya başladı. anlaşmaya, daha sıkı olmaya başlandı. lafı çok uzattım. velhasıl anneler kutsal değil, annelik de kutsal değildir.
    #98992 pia | 7 yıl önce
    0yakınlık derecesi