1. 6 yıl boyunca eve getirdiğim sevdiğimi, arkadaşım diye tanıştırdım anneme. ayrılalı 3 yılı geçmiş olmasına karşın annem halen sorar. "benim güzel kızım napıyor" der. ameliyata her girdiğinde bir sesini duysaydım der. o kadar çok sevmişti. iki tane kızım oldu derdi. geçenelerde yine sordu da cevap veremedim. geçiştiriyorum bir şekilde. yardımcı olamadığım gibi de söyleyemiyorum.

    açılamamak da ayrı bir sorun ve sıkıntı. sağlıklı bir ortam olmadığı gibi bunu kaldırabilecek güçlü ve sağlıklı bir ruha, bedene de sahip olmadığından susuyorum. sıklıkla evde geçen evlilik mevzularını kalbini kırmadan kapatıyorum.

    doktor anneme ömür biçtiğinden beri, annemin aklında yatan sadece kızımı yalnız bırakacağım düşüncesi. pia tek başına kalacak ve ne yapacak. endişelerini anlıyorum. hak da veriyorum. ancak var olan bir şeyi gizlediğim yüzünden konuşamamak daha çok insanı üzüyor. keşke şartlar biraz daha iyi olsaydı da açılabilseydim ya da sevdiğim olduğunda bu benim sevdiğim diye tanıştırabilseydim.

    ilerde ne olur bilmiyorum. akrabalarımın baskısına maruz mu kalırım yoksa daha mı farklı gelişir olaylar bilmiyorum ancak bana yöneltilen sorular olduğunda evlenmeyeceğim yönünde düşüncemi söylüyorum. bu sefer sende bir şey mi var, diyerek defolu muamelesi görüyorsun. toplumun dayattığı değişmez politik kültürün insan hayatında ne derece yanıklar açtığı apaçık.

    8-9 yıldır katıldığım lgbti toplantılarında o kadar çok hikaye dinledim ki, benim hikayem yine iyi diyorum. illa ki açılmak gerekli mi, değil. ancak bir noktadan sonra mecburiyete dönüşüyor. kendi çemberinde döndüğünde kimse sana karışmıyorsa her türlü şekilde o vakit hiç gerek kalmıyor. ancak ilişkiler içinde bulundukça daha zorlaştırıcı bir hal almaya başlıyor. abilerim dahil, neden erkek arkadaşım olmadığı yönünde kafa patlatılıyor. çalışma masamın duvarında kocaman "aşk örgütlenmektir" dövizi var. herkes görmesine karşın kimse aklına getirmiyor ya da görmemezlikten geliyor. Gökkuşağılı broşum var, gömleklerimin yakasında ya da tişörtlerimin kenarlarına takıp ortalıkta geziyorum yine kimsenin kafasında lamba patlamıyor. prideli bez çantam var kızılay'a giderken bazen onu kullanıyorum yine yok. ama gelip bana senin neden erkek arkadaşın yok ya da neden şimdiye kadar erkek arkadaşın olmadı bir şey mi var diye rahatlıkla gelip sorabiliyorlar. yine de başka bir şey olabileceği seçeneği akıllarına ya getirmiyorlar ya da konduramıyorlar. böyle üç maymun oynarak yaşayıp gidiyoruz. bir yerde patlayacak. o vakit patladığında benim tek istediğim ekonomik özgürlüğümün olmuş olması.
    #96821 pia | 7 yıl önce
    0cinsel kimlik