1. "tam" yaşanmış bir sistem değildir. kurulmaya çalışılmış ama kurulamamış bir sistemdir. her sistem için olduğu gibi "sosyalizm" için de sosyalizmin kuruluş aşamasında "öncü parti", yola çıkış nedenleriyle tutarsızlıklar gösterecek yapılanmalar gerçekleştirmek zorundadır, gerçekleştirmek zorunda kalacaktır.


    bir sistemin sistemleşebilmesi süreci, çok uzun bir süreçtir. durum, bir gün birdenbire uyanıp "bugün, sosyalist bir sistem kurduk" değildir.


    toplum yapısını, dünden BUGÜNE kalan birikimleri, gelenekleri vd. bir günde insanların hayat bünyesinden silerek; insanlardaki bu birikimin yerine insan bünyesine istenilen sistemi-ideolojiyi enjekte etmek değildir.


    bu yüzden "değişken"ler neyi gerektirirse, öncü parti de bu "değişken"lere göre davranacaktır, davranmak zorundadır.


    geçmiş sosyalizm deneyiminde yapılan hatalar da bu yüzden yapılmıştır. tek başına yaşamaya çalışan; yaşamaya kalkan bir küba örneği var bugün. söylediğim sebeplerden dolayı ideolojileri savunurken bir ideolojinin "kusursuz" olduğundan söz etmek mümkün değildir; dolayısıyla, bu tür bir iddiada bulunmak da inandırıcı değildir.


    insanlığın "kapitalizm" gibi bir sistemi, bünyesinden atması kolay olmayacaktır; ama "zamanı geldiğinde", "sosyalizm" yönünde gereken neyse o yapılmaya çalışılacaktır.


    ve bu süreçte de yine hatalar da tutarsızlıklar da olacaktır ama bu sürecin sonunda varılan sonuç yola çıkarken belirlenen "sosyalizm" niteliğine sahipse insanlık için doğru olan yapılmış demek olacaktır.


    sosyalist bir düzenin kurulma sürecinde gerçekleşebilecek olası hataların ya da tutarsızlıkların azlığı-çokluğu ya da nitelikleri ya da niteliksizlikleriyse elbette, "öncü parti"nin donanımıyla doğru orantılı olacaktır. "öncü parti", ne kadar "iyi", "öz" ve "arı" nitelikli ve donanımlıysa sosyalizm yönünde-yolunda-varışında yapılacak hata oranı da o oranda azalacaktır.

    bence.
    #9528 ma icari | 8 yıl önce (  5 yıl önce)
    0düşünce akımı