bir süredir yayın yapmadığım halde sözlükte hakkında yapılan olumsuz yorumlara kırıldığım, alındığım oluşum. söylenilen iki kelimelik nefret ifadesi insanların hevesini baltalıyor belki farkında değilsiniz...
öncelikle bildirim fasilitesi artık çalışıyor, düzenli-düzensiz tüm yayınlarda elimden geldiğince bildirim göndermeye çabalıyorum ancak bazı yayıncılar bildirim yollanmasını istemedikleri için buna saygı duymakla yükümlüyüz. dolayısıyla "bildirim gelmiyor zaten" demek doğru değil.
radyoda her zevkten, her renkten müzik var, beğenilir, beğenilmez herkesin kendi tercihidir. örneğin larden arabeskin dibine vururken lake kim ne derse desin metal müzik çalmaya devam eder. bonham tematik yayınlarıyla ufkumuzu açar, cera çoğunlukla türkçe popla coşturur. mamut ve pawn genellikle kendi hallerinde takılırlar. şahsen mahmutun yayınlarından kendi playlistime aktardığım tonla müzik vardır. ara sıra radyoya uğrayan okuryazamaz ise nostalji saatiyle bizi alıp uzaklara götürür. düzenli olmasa da her zevke hitap eden bir müzik yelpazesi mevcut. dolayısıyla "radyo bana göre müzik çalmıyor" demek radyoya aslında hiç uğramayan bir insanın söylediği cümle olabilir en fazla. kişiye uygun olan müzik türünün ya da şarkıcının "o an" denk gelmemesi genelin de bu şekilde olduğu anlamına gelmiyor.
gıybet meselesi hakkında ise radyoya şöyle bir uğrayıp da fikir edinmemiş insanların düşündükleri ile radyonun sohbet kısmının örtüşmediği kanaatindeyim. toplu sohbet bölümünde konuşulanlar birilerini rahatsız ederse ya yanıt verilmez ya da konu değiştirilir. kimseler dedikodu yapmıyor diyemem zira iki veya daha fazla kişinin başka yerlerde ne konuştuğunu nereden bilelim? radyo moderatör yakalandığında anlık olarak konuşup cevap alabilmek için oldukça faydalı bir fasillite. ya da yazıları takip edilen güzel yazarlarla tanışmak için hoş ortam. bunun dışında amaçlarla ya da yalnızca dedikodu yapmak amacıyla kullanıldığını düşünmek yine bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak cümlesini getiriyor akla.
ayrıca çoğu zaman yayın yapan insanlar sohbet aksın, insanlar bir zahmet konuşsun diye yayın sırasında teşvik etmeye çalışır. kimi zaman windows8 formatının nasıl olacağı hakkında fikirler belirtilir, kimi zaman vatan kurtarılır, kimi zaman da saatlerce kimseler konuşmaz. "ama radyo dedikodunun asıl kaynağı" diye önermelerde bulunan insanlar yine radyoya aslında uğramayıp orada sosyalleşen insanlara gıpta eden kişilerdir diye düşünüyorum.
kaldı ki iki veya daha fazla kişi arasında yaşanacak dedikoduyu kimse hiçbir şekilde önleyemez, radyodan konuşmasa sözlükteki mesaj yoluyla konuşur, olmadı numarasını alıp telefon eder. bunun önüne neden ya da nasıl geçilsin? insanların klavyelerine kilit mi vuralım? siz dedikodu yapacak gibi duruyorsunuz diyerek insanların başlarına bekçi mi gönderelim?
elimizden geldiğince mevcut yayıncılara destek olup yeni yayıncıları teşvik etmemiz gerekirken "radyo berbat müzik yapıyor, zaten kimse de müzikten anlamıyor" diyerek insanları yapmaya çabaladıkları işten soğutmak salt "kötülük" olarak açıklanabilir diye düşünüyorum. yayın yapmak için müzikten profesyonel düzeyde anlıyor olmak gerekmiyor (güzel sanatlar lisesi ve konservatuarda müzik bölümü okumuş bir aptal * olarak söylüyorum bunları). insanları yapmak istedikleri işlerden soğutmaya uğraşmak, olumsuzluklarla beslenen ve egolarını bu şekilde tatmin eden kişilerin eylemidir. kapkara olmuş enerjileriyle hiç tanımadığı, tanımaya da çabalamadığı insanların heveslerini kırmaktan keyif almak dedikodu yapmaktan fazlasıyla zararlıdır.
bunlar, yaptığı yayınlar ve çaldığı müzikler nedeniyle olumsuz tepkiler alıp, metal müzik çaldığı sırada "bu ne biçim müzik, daha güzel şeyler çal artık" şeklinde tepkiler aldığı için yayın yapmayı bırakmış bir yayıncının sözleridir.
başkalarını yıpratıp keyiften dört köşe olan insanlara söyleyecek başka sözüm yok.