trt spor'da yayınlanan "spor bahane" programının dünkü bölümüne konuk olmuş ve yaklaşık 1 saat boyunca özellikle göztepe taraftarının merak ettiklerini açıkça cevaplamış başkan.
video youtube'tan kaldırılırsa, trt spor'un kendi sitesinden de bölümün tamamını izleyebilirsiniz (link ).
programın özeti şöyle:
- başkan, adis jahovic'e halâ kızgın: gerçi olay adis özelinde değil, göztepe'ye gelen futbolcuların akıllarının nerede olduğunda. tamamen göztepe için oynamayacak ve amiyane tabirle "götü başı oynayacak" hiçbir futbolcu bu kulüpten içeri giremeyecek. en azından sepil başkanken, buna müsaade etmeyecektir.
- stat 25 bin kişi kapasiteli olabilir: aslında 20 bin kişi olacak, burası net. ama hem passolig fişlemesi ve 6222 sayılı berbat yasa le ilgili sorunlar giderilirse, kale arkaları ayakta seyirci alabilecek bir yapıya bürünecek ve kapasite 5 bin kişi daha artacak. sepil bunun düşük bir ihtimal olduğunu da belirtmiş. 20 bin olarak düşünmek, 25 kişilik olarak düşünüp da sonradan hayal kırıklığı yaşamaktan daha iyidir.
- hem göztepe'nin sıfır borcu var hem de kulüp adına çekilmiş 1 kuruş bile banka kredisi yok: başkan bunun nefis olduğunu ama kendi başkanlığında geçen 4 yılda hep cebinden ödediğini de söylemiş. yani başkanın karakteri tüpçü gibi olsa, kulüpten para isteyebilir sonradan. başkanın bu denli çapsız bir karaktere sahip olmadığını biliyoruz. gene de bunun sürdürülebilir olmadığını, kendisinin de buradaki bütün teknik ekip ve futbolcular gibi gelip geçici olduğunu ve göztepe'nin kendi başına ayakta durabilecek duruma gelmesini istediğini de belirtmiş. stat seneye açıldıktan sonra, sanırım bunun ilk adımları da atılmış olacak. belki de dünya çapında olan yıldızlar da kadroya o zaman dahil edilebilecek.
- demba ba önündeki 15 yılı planlayan bir insan: başkan ba'dan etkilendiğini de söylemiş. ba'nın yurt dışında futbol okulları var ve türkiye'de kalıp genç yetenekler yetiştirmek istiyormuş. sanırım 2 yıllık kontrat da önerilecek kendisine.
- başkan tam bir liboş: kendisi de dedi bunu açık açık. zaten satır aralarında devlete biraz yakın bir profil çizmesi, beşiktaş maçındaki kale arkasındaki küfürlü pankarttan sonra oradaki taraftarları, zamanında bir benzerini aziz yıldırım'ın da yaptığı gibi, aforoz etmesi ve tribündeki uç taraftar gruplarını inceden inceye dışlaması veya dışlanmasında 3 maymunu oynaması bu liboşluğuna işaret ediyordu. ben kendisinin iyi niyetli olduğunu düşünmeye devam ediyorum. ya basta viva göztepe'yi kavga ede ede, tehditler ede ede, yüzlerine "teröristler!" diye diye hentbol maçından çıkartan yalı grubuna da laf edebileceği günler gelir umarım bir gün.
- tamer tuna sene sonunda beşiktaş'a gidebilir: hocaya 2 senelik sözleşme teklif ettiğini ama henüz anlaşamadıklarını da söylemiş. "sene sonunda bakarız" diyor ama hemen bundan sonra "kafasını tamamen göztepe'ye verebilecek insanlarla çalışmak isterim" demesi kafa karıştırıcı. ligin ikinci yarısında takıma oynattığı futbolu hiç beğenmeyen biri olarak hoca giderse üzülmem açıkçası.
- beto, selçuk, demba ba, sabri, castro gibi oyuncularla arası çok iyi: yaşı 35 civarındaki oyuncuların birkaç yıl sonra sahada yürüyemeyecek hale geleceğini bilip onların yerine gençlerin yerleştirilmesini istiyor. bu oyuncuların lider oyuncular olduklarını söylemiş ve "tavla oynayın, onda bile yenilmek istemeyecek karakterde insanlar bunlar" yorumunu yapmış.
- günay güvenç'in kontratını 2 yıl daha uzatmak istiyor.
- bilal meşe'nin "büyük takım/küçük takım" lafına tepki vermedi, üzdü.
- 1967'deki efsane atletico madrid maçını statta izleyerek göztepe'ye gönül vermeye başlamış.
- maç izlerken gırla totemi olan bir başkan.
- göreve geldikten sonraki 2 yıl boyunca iş yoğunluğu sebebiyle takıma çok fazla zaman ayıramadığını itiraf etmiş. gerçi bunu fark eden pek taraftar da yoktu. o zamanlar da "biz hapşuralım, sen çok yaşa büyük başkan" diyorduk, durum halâ aynı.
- yapılacak yeni stadyumun mimarı, vodafone park'ın da mimarı olan bünyamin derman'mış. başkan da odtü inşaat mühendisliği mezunu olduğu için o da destek vermiş.
- yabancı sınırı konusunda yerli oyunculara önem verilmesinin gençlerle başlaması gerektiğini açıklamış. devlet goy goyu da yapmış ama bu durum, yukarıda da bahsettiğim liboşluğundan ötürü.
- torbalı'da yapımı devam eden futbol akademisinden sonra türkiye'den ya da yurt dışından bir pilot takıma sahip olma amacı var. bütün bölümde dinlerken en çok heyecanlandığım açıklama bu oldu.
- tam bir "taraftar-başkan" kendisi. hem dünya çapında fularlı bir iş adamı olmak hem de tribünde çılgın gibi maçı yaşayan bir taraftar olmak kolay iş değil. türkiye'de böyle bir başkan olduğunu sanmıyorum.
gelip geçici olduğunu bilen, taraftarın ise sabit kalacağının farkında olan ve takımın asıl sahibinin taraftar olduğunu da anlamış bir başkana sahip olmak, türkiye'deki bokanzi futbol kültürü içinde büyük nimet. seneye yeni stadyum açılışında atletico madrid, 52 yıl sonra izmir'e gelecek sanırım. açılış faşşolig'siz olacağı için o tarihi anı gözyaşları içinde yaşamam mümkün olacak.
edit: atletico'nun izmir'e daha önce geldiğini yazmış @endingcredits, sağolsun. hazırlık maçı olduğu için sallamamıştım ben onu. gene de yukarıya dokunmayayım. 52 yıl sonra lafı beni duygulandırıyor.