O kadar etkileyici bir belgesel ki tanımlamakta zorluk çekiyorum, dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım.
Belgeseldeki abimiz iki ay boyunca günlük bir insanın aldığı şeker miktarını (50 çay kaşığı civarı birşeydi sanırım) almaya başlıyor. Ama şeker dediysek de sakın aklınıza çikolata ve tatlı gömüyor gibi bir şey gelmesin. Adam diyet ürünleri yiyip, taze sıkılmış meyve suları içerek karşılıyor bu miktarı. Bize göre "sağlıklı" besleniyor yani.
Belgesel ilerledikçe abimizin bedeninde ve ruhunda şekerin ne gibi sonuçlara yol açtığını, aslında farkında olmadan ne kadar çok şeker tükettiğimizi görüyoruz. Kendini mutsuz, yorgun ve halsiz hissediyor. Bir yandan göbeği çıkmaya başlamış ve kilo alıyor. Evet şeker direk göbek yapıyormuş, görmüş olduk.
Ben burada ne söylesem eksik kalacak, o sebepten herkese belgeseli izlemesini tavsiye ederim.