bir yabancı için öğrenmenin aşırı zor olduğunu düşündüğüm dil, dilimiz. bu kadar ses değişimi, ses uyumu kuralları öğrenecek yabancıyı çok zorlar. mesela "gidiyorum" derken "gitmek" fiilini şimdiki zaman ile çekimliyoruz, hem t harfi ardına bir sesli harf aldığı için yumuşamak zorunda hem de i harfine uygun bir sesli harf ile çekimlemek zorundayız bu fiili. "söylüyorum" dediğimizde ise "söylemek" fiilini şimdiki zamanda çekimliyoruz ve e harfi düşüp devamında ö harfine uygun bir harfle çekimi yapıyoruz. biz anadilimiz olduğu için rahatlıkla konuşuyoruz ama yabancı için öğrenmesi işkence bunları. bir yandan da güzel tabi. türkçe'nin bir fonetiği, bir estetiği var. bu ses kurallarının hepsi matematiksel formül gibi ve dile ayrı bir zenginlik katıyor.
ben türkçe'nin gelişmemiş bir dil olduğunu asla düşünmüyorum. olsa olsa kelime dağarcığı açısından bilim, teknoloji gibi alanlarda zayıf bir dil. bunun da tarihsel bir arka planı ve sebebi var. dil dediğimiz şey toplumların yaşantısından ve sosyoekonomik koşullarından doğrudan etkilenen bir şey sonuçta. onun dışında ifade yeteneği, çeşitliliği ve esnekliği açısından çok zengin bir dil türkçe. çok da muhteşem şiirler, öyküler, romanlar yazılmış; çok muhteşem şarkılar söylenmiş bu dille. ta binlece yıl öncesinden bugüne uzanan oldukça zengin bir edebiyatı var.