1. Gariban ve fakir oblivion bundan yıllar önce, henüz 16 yaşında genç bir çocuktu.. Daha evvel; sevgilileri ile öpüşmüş, koklaşmış fakat bundan öteye gidememişti.. Günlerden bir gün, saygı duyduğu ve sevdiği tanıdık bir büyüğünü ziyaret eden oblivion, ilk defa orada bu soru ile karşılaştı.. Utanmış, kızarmış ve içerlemiş bir biçimde ağzından şu kelimeler döküldü,

    - Daha olmadı.

    Yalan söylemeyi sevmediği gibi yalancıyı da sevmeyen oblivion, her zaman doğru olduğunu düşündüğü şeyi yapmış, gerçek olanı söylemişti.. İşte tam o sırada beklemediği bir teklif ile karşılaştı..

    - Götüreyim oğlum ben seni..

    Kulaklarına dek kızaran oblivion, ilk başta duyduklarına inanamasa da içten içe istiyor, arzu ediyordu.. Aradan çok zaman geçmedi, bir hafta sonra soğuk, kuru rüzgarların estiği, yaprakların çatırdadığı bir cumartesi günü içinde büyük bir şevk büyük bir heyecan ile o muazzam hissi tecrübe etmek adına yola çıktılar.. Yollar bitmiyordu, nasıl soruları dinmiyordu, araba hızlandıkça oblivion'un içi çekiliyor, kalbi; sıcak, nem oranı yüksek bölgeleri tecrübe edeceğini düşündükçe daha da hızlı atıyor, kan damarlarından fışkıracak gibi genişliyordu.. En nihayetinde beklenilen an gelmişti, alsancak'ta lüks bir otelde, karşısında iki tane hayatında daha önce görmediği güzellikte manitleri görünce diline hakim olamayıp ilk amatörlüğünü göstermişti..

    - Ohhğğğhğhğhğhaahhğğh.

    Kadınların kahkaha atması oblivion gibi sakin bir insanı sinirlendirmişti.. İşte o anda mızrak çuvala sığmamaya ve oblivion'un sinirini diğerinden daha çok beğendiği 'selin'den çıkaracağı an gelmişti.. Selin,

    24 yaşlarında, kumral, uzun ve muhteşem göğüslere sahip bir kadındı.. Çok uzun sürmeyen bu tecrübe, oblivion'u sonsuza dek değiştirmişti..
    #80264 oblivion | 7 yıl önce
    0anket