1. amerikan adalet sistemini çok tatlı eleştiren ilginç mini dizi. bunun dışında gözümüze sokulan şey ise ayak! çok fazla ayak ve chopstick... şimdiden uyarayım, ayak fobisi olan bünyelere göre değil. bir tarantino filmlerinde bir de şu dizide bu kadar ayağa maruz kaldım, ötesi yok.

    jenerikte yapımcılar arasında ismini görmek çok şaşırttı, sonradan öğrendim ki james babanın son projesiymiş ve yaşamını yitirmeseymiş rolünde kendisini izleme fırsatımız olacakmış. insanın içi burkuluyor...

    devamında yazacaklarım diziyi baştan sona izlemeyenler için ağır spoiler içerebilir, bilgilendirmedi demeyin.


    -- spoiler --


    ilk bölümde yüzümüze boncuk boncuk bakan kılıklı çocuğun sekiz bölümün sonunda nasıl bir insan haline dönüştüğünü izlemek şaşırtıcı. daha doğrusu değişime mecbur tutulmasını bir yandan lanetler ederek izlemek acı verici.

    diziyi izlerken birkaç bölüm sonra naz'ın belki de gerçekten sakladığı kapkaranlık bir yüzü olduğunu ister istemez düşünmeye başlıyor ve bir noktadan sonra "ben yaptım ulan" dese şaşırmayacak konuma geliyorsunuz. bu açıdan ters köşelere ve farklı ihtimallere yönlendirmesi keyifli. zaten diziyi sonuna kadar izlettiren şey de merak faktörü. asla bir duruma kesinlikle siyah ya da kesinlikle beyaz diyemiyoruz, herkesin bir sırrı ve herkesin kimselere göstermediği karanlık bir yüzü vardır, olabilir, olmayabilir de... bu nedenle mahkemenin bir sonuca varmadan askıda kalması beni tatmin etti, bardağın yarısı boş mu dolu mu, asla öğrenemeyeceğiz.

    ayrıca çoğu yapımda şahit olduğumuz gibi hikaye yalnızca hapse tıkılan kişinin yaşamına odaklanmıyor, ona bağlı olarak dışarıdaki ailesinin yaşadığı sıkıntıları da izleyicinin yüzüne tokat gibi vuruyor. örneğin naz'ın babasının avukatın evine yemek siparişi getirdiği sahne içimi yaktı cayır cayır.

    şahsen naz'ın başından beri suçsuz olduğuna inanıyorum ancak o denli sentetiğe maruz kalmak ciddi hafıza kayıplarına ve bilinçsiz davranışlara sebebiyet verebilir, o yüzden dediğim gibi, asla emin olamadım, olamayacağım. dostlar. sentetik uyuşturucu pistir, leştir. bulaşmayın, bulaştırmayın...

    neyse, ne diyorduk...
    o kadar savunmadan, suçlamadan, jüri önünde oynanan dramalardan sonra bir sonuca bağlanmaması sapıkça belki ama şahsen hikayenin olması gerektiği şekilde bitirildiğini düşünüyorum. ki çok daha farklı bir son vardı aklımda, çok şükür o şekilde bitmedi. havada kalan hikayeleri seviyorum, belki de ondan...

    avukat, polis, gardiyan, hakim, sanık... unvan ne olursa olsun sistemin içindeki herkes bir şekilde hayatını sürdürmeye çalışıyor ve hepsinin birbirine ihtiyacı var ve bunu hayatın içinden sahnelerle çok net bir şekilde ortaya koyuyor bu dizi.

    naz'ın parmaklarına dövme olarak yaptırdığı sin-bad ise hoş bir ayrıntı olmuş zira alaaddin mi sinbad mı? diye sormuştu freddy.

    ayrıca kedileri sevin, onları evlat edinin, hiç olmadı bir kap yiyecek koyun kapınızın önüne.


    -- spoiler --

    #77561 the fool | 7 yıl önce (  7 yıl önce)
    0dizi