açık pencerelerinden seheri bir top gibi fırlatan bu kente şimdi hangi rüzgâr uğrar hangi yağmur siler gecelerini
seher öldü ölmüş çiçekleri de yalnız iki dal hercai menekşe ve düşlerindeki kum zambağı
herkes döndü teleğinde uzun ve hüzün kışları taşıyanlar yenilenler konuşanlar susarak aşanlar kanlı tezgâhları kurtlar döndü ayakları beyaz boyalı yeni bir şenliğe bellekler temizlendi ekranlar temizlendi sayfalar temizlendi orda öylecene durdu çocuk yüzüyle kanayan bir seherin gölgesi