1. 11 eylül'ü kim, neden yaptı gibi konular üzerine çokça yazılıp çizildi. ancak 11 eylül'ün abd'nin dış politikasındaki yaptığı etkiler, yönetimdeki kliklerin dış politikaya bakış açılarındaki farklılıklar ve abd halkının halet-i ruhiyesi üzerine değinen çok az kitap çıktı. zeynep atikkan'ın amerikan cinneti kitabı da bunlardan bir tanesi. kitabın bir handikapı yazarın kitabı yazmaktaki amacı. o da " 11 eylül amerikası ile ilişkilerin mantığını ve kurgusunu iyi oturtmak gerekli! bu ilişkinin ' amerikan düşmanlığı ile amerika karşısında ezilip büzülmek dışında bir üçüncü yolu olmalı." cümlelerinde yatıyor. elbetteki bir devrimci abd halkından nefret etmez. kaldı ki hiçbir devrimci halklardan nefret etmez. abd düşmanlığı amerikan halkına nefretle özdeşleştirilirse elbette böyle cümleler kurulabilir. ancak emperyalist yönetimlerden nefret etmek de devrimci siyasetin bir parçasıdır. neyse ki yazarın solculukla pek alakası yok da bunları solculuk adına söylemiyor.
    berlin duvarından ikiz kulelere adlı ilk bölümünde 90 lardaki abd siyasetine değiniyor atikkan. sosyalizmin geçiçi olarak tarih sahnesinden silinmesiyle 50 yıllık sovyetlere karşı avrupa devletleriyle ittifakı simgeleyen "çok taraflılık" stratejisinden " gerektiğinde tek taraflı davranırız" a giden tarihsel yolun resmini çiziyor. bu dönemde condoleezza rice'ın dediği gibi " abd ulusal çıkarlarını tanımlamakta zorluk çekiyor"du.şeytani vasıflara sahip " rus" imajından şeytani görünümlü ortadoğulu eşkaline geçiliyor. böylece abd halkı ikiz kuleler'den sonra yeni bir dış düşman üzerinden paranoyaklaştırılıyor; savaş yanlısı konuma getiriliyorlardı. bu paranoyaklaştırma eylemi ikiz kuleler'den sonra daha da derinleşiyor. paranoyaklaşma korkuyu ve itaati beraberinde getiriyordu.
    3. bölümde ise abd'nin hem iç hem dış politik altyapısını oluşturan neoconların reagan dönemindeki yükselişini, israil'de 1978'de kurulan "şeriatçı, maksimalist, batı yanlısı, emek düşmanı"* likud partisi ile bağları detaylı anlatılıyor. bu aynı zamanda, akp'nin de likud'un türkiye versiyonu olduğunu gösteriyor. neoconların ortadoğu ilgili bütünlüklü projelerinin olduğu anlaşılıyor. dine dayalı politikaları olan ve güç fetişisti olan neoconların yarattığı bush ve erdoğan'ın karakter benzerliği de bunu kanıtlıyor. ayrıca yazar bu bölümde neoconların ortadoğu'daki soğuk savaş ürünü eski rejimleri yıkmak gerektiğini söylediklerini aktarıyor. bu da " arap baharı" ve suriye sürecini anlamak için önemli bir anahtar oluyor.

    * yalçın küçük hasta despot s.316
    #74012 rudolfabel | 7 yıl önce
    0kitap