nâzım hikmet'in "memleketimden insan manzaraları" kitabında yer alan bir şiirdir ve şiirin kitaptaki bütün hâli şöyledir.
******
hapisanede, üst katta,
pencerenin önünde,
ve hapisane...
karısı ayşe'ye mektup yazan halil
yarıda bırakmıştı yazısını,
ve karısından daha bu sabah gelen mektubu okuyordu
- belki beşinci defa olarak -.
ve bahtiyardı bir akarsu ferahlığıyla.
ayşe mektubunda diyordu ki:
«pencerenin önünde, minderde yatıyorum,
dizimde battaniye,
hafif bir sıcaklık içindeyim.
kırlar,
fevkalade kırlar,
ve çamlıca tepesi görünüyor.
hava çok sakin.
dehşetli aksi seda yapıyor sesler.
hemen bizim bahçeye bitişik bir tarlayı sürüyorlar.
iki öküz,
bir adam önden çekiyor,
bir adam arkadan idare ediyor sabanı.
toprak kabarıyor.
hayat dolu toprağın üstünde insan eli.
hayretler içinde bakıyorum.
ne muazzam,
ne güç iş,
nasıl bu kadar kolay,
bu kadar basit yapıyorlar.
sabahtan beri koca bir toprak parçasını dirilttiler.
ne ekecekler bakalım.
yazarım sana.
artık akşam oluyor.
kargalar mektepten dönüyor.
çocukluğumda öyle derlerdi.
kızınız leyla da öyle diyor.
iyice karardı ortalık.
lambayı yaktım.
baktım aynaya.
kocası mahkum bir kadın her zaman aynaya bakar,
hem de sık sık.
her kadından çok duyar bu ihtiyacı,
korkar ihtiyarlamaktan.
sevdiği adam çıktığı zaman da onu beğensin ister,
ama otuz sene sonra da olsa,
ne çıkar?
aynadaki kadın henüz ihtiyar değil,
saçları kırmızı,
ve gözleri
bazan yeşil
bazan bal rengi .»
ayşe'nin mektubunu kapattı halil,
koydu cebine.
ve yarıda kalan cevabına başladı
«bir tanem,
elbette saçlarınız kırmızıdır,
gözleriniz
bazan yeşil
bazan bal rengi.
bunu görebildiniz demek!
bunu herkes görebilirdi.
fakat onların böyle olduğunu
ilkönce ben gördüm,
çünkü ben yazdım ilkönce.
ve bu dünyada
benden evvel söylenmemiş sözüm
bundan ibarettir.
biliyorsunuz,
verdim ömrümü
en güzel
en olacak
en olması lazım şey için.
fakat çoktur,
- sayılamayacak kadar -aynı işi benden evvel
- belki de benimkinden büyük bir inatla -yapanlar.
elbette saçlarınız kırmızıdır,
gözleriniz
bazan yeşil
bazan bal rengi.
ve bir şey daha var ki farkında değilsiniz belki,
elleriniz harikuladedir.
biliyorsunuz:
insanlar sınıf damgalarını
taşırlar avuçlarının içinde.
bu hususta hakikatler,
mesela insan elinin sosyal inkişaftaki rolüne dair,
benden evvel keşfedilmiştir.
fakat ellerinizin güzelliğini
ben gördüm,
çünkü ben yazdım ilkönce.
elbette saçlarınız kırmızıdır,
gözleriniz
bazan yeşil,
bazan bal rengi.
v e elleriniz,
bunu da öğrenmiş olun,
harikulade.
bir tanem
hani biz bu 41 senesinde
ikimizden bahsedecek değildik.
dünya var
memleketimiz var
açlık, ölüm,
hasret,
ümit ve zafer,
dünya ve · memleketimizle beraber
ve onların içinde
şu anda ayrılığımız ve aşkımızla ikimiz de varız.
bir tanem,
önce sesleri geldi kağnıların,
sonra kendileri.
art arda üç taneydiler.
bir tanesi üzüm yüklü.
kayboldular.
yolda, bir hayli zaman,
sesleri kaldı.
tiren işçileri geçiyor.
yalnız onlar konuşurlar böyle bağıra bağıra.
yol aydınlık.
radyo şarkı söylüyor
'ne gelen var, ne haber,
gün uzun,
yollar uzak... '
neden?
halbuki ben,
halbuki biz,
haber herhalde
ve çok yakında gelecek
biliyoruz ... »
not; mektupta-şiirde adı geçen ayşe, nâzım'ın karısı pirâye, halil de nâzım'ın kendisidir.
memleketimden insan manzaraları /adam yayınları