Geleotoloji kelimesi Yunanca kökenli olup gülmek, kahkaha atmak anlamına gelen “gelo”, geloto” kelimelerinden türemiştir. Gelotoloji, gülümsemenin ve kahkahanın insan fizyolojisi üzerindeki etkilerini psikolojik ve fizyolojik açıdan inceleyen, yeni gelişmekte olan bir psikoloji dalıdır. Bir çalışma alanı olarak Stanford Üniversitesi’nden William F. Fry tarafından başlatılmıştır. Gelotoloji ilk olarak psikiyatrlar tarafından araştırılmış, ancak antik çağlardan bazı doktorlar kahkahayı tıbbın incelemesi gereken bir olgu olarak önermişlerdir.. Başlangıçta, kahkahanın analjezik özelliklere sahip olduğunu düşünen diğer hekimler tarafından kullanılmamıştır. Klinik ortamda kahkahaların etkinliğini gösteren bir erken çalışma, kahkahanın atopik dermatitli hastalarda alerjenlere daha az tepki verebileceğini gösterdi. Diğer çalışmalar kahkahanın stres ve ağrıyı hafifletmesine yardımcı olduğunu ve kardiyopulmoner rehabilitasyona yardımcı olabileceğini göstermiştir.
Hastaların tedavisine yardımcı olması için kahkaha kullanılan çeşitli terapi türleri ortaya çıkmıştır.
– Mizah ve Kahkaha Terapisi, hastaların kendi mizahi deneyimleriyle ilgili kendiliğinden tartışmayı teşvik etmek için kitaplar, şovlar, filmler veya hikayeler gibi esprili materyallerin kullanımını içerir. Bu, tek tek veya grup halinde sağlanabilir. İşlem bir klinisyen tarafından kolaylaştırılır. Aynı zamanda tıp uzmanları ve hastalar arasındaki sohbette de kullanılabilir.
– Kahkaha Meditasyonu geleneksel meditasyon ile benzerliklere sahiptir. Bununla birlikte, kahkaha meditasyonu kişiyi germe, kasıtlı gülme ve meditatif sessizlik yoluyla anın üzerinde yoğunlaşmaya odaklar. Bazı durumlarda grup olarak da uygulanır. Son yıllarda araştırmacıların gülmenin vücut üzerindeki etkileri üzerine çalışmalarındaki ulaştıkları bazı sonuçlar şöyle:
Kan akışı; insanlara komedi veya dram türünde filmler izletildiğinde bunun damarlar üzerindeki etkileri izlenmiştir. Gösterimden sonra komedi izleyen grubun damarları kolaylıkla daralıp genişleyerek normal bir şekilde hareket ederken dram izleyen insanlardaki damarlar kan akışını kısıtlayacak şekilde gerilme eğilimi göstermiştir. Bağışıklık tepkisi; artan stresin, azalan bağışıklık sisteminin tepkisi ile ilgili olduğu belirtilir. Bazı çalışmalar, mizahı kullanma becerisinin vücuttaki enfeksiyonla savaşan antikor düzeyini yükseltebileceğini ve bağışıklık hücrelerinin seviyesini de arttırabileceğini göstermektedir. Kan şekeri düzeyi; diyabeti olan 139 kişi ile yapılan bir çalışma, gülmenin kan şekeri düzeyi üzerindeki etkilerini açıkça gözler önüne sermektedir. Yemekten sonra sıkıcı bir seminere giren gruba sonraki gün yine yemekten sonra bir komedi izlettirilmiştir. Komedi filminden sonra grubun kan şeker düzeyi ölçüldüğünde seminerden sonra olduğundan daha düşük çıkmıştır. Gevşeme ve uyuma; gülmenin faydalarına odaklanma aslında Norman Cousin’ın,”Bir Hastalığın Anatomisi” adlı hatıralarıyla başlamıştır. Eziyetli bir omurga hastalığı olan ankilozan spondilit teşhisi konan Cousin, komedi filmlerinden oluşan bir kürün kendisini daha iyi hissettirdiğini bulmuştur. On dakika gülmenin, iki saatlik ağrısız bir uyku çekmesine izin verdiğini söyleyen Cousin, hiçbir koşulda gülmeyi unutmadığını belirtmektedir. Depresyon ve anksiyete; son yıllarda depresyon tedavisinde psikoterapi ve nefes terapisi ile birlikte gülme terapisi de uygulanmaya başlanmıştır. Terapi, kahkaha ile nefes tekniklerini birleştiren bir egzersizle kişinin karın kaslarını kullanarak soluması ve diyaframın eğitilerek kahkaha atabilmesi uygulamasına dayanmaktadır.