1. 'in şiir kitaplarından birine ismini vermiş olan uzun bir nevzat çelik şiiridir,


    1-
    size şiddeti suyunu bulandırmayan bir öfke getirdim -çünkü
    öfkeliyken bir cinayeti tasarlamak cinayete gerekçe oluyor
    harp ve sulh arasında uzun yıllar var ki işgal altında aklım
    yeni bir bakma biçimi getirdim acı aynı da kadrajı farklı
    ara sıra gidip ilhami'de balık yemeli lüfer mi olur çipura mı
    her balık her yeme gelmez damak tadına göre olta ister
    usta balıkçı ister sanılır ki şarap kadehini sarkıtmış denize
    üstelik deniz karanlıkta bir orman kadar tehlike büyütmez
    ayaklarına ıslak yosunlar değer ürkmek düşünceye dair
    ne zaman iyi şeyler düşünsem cinayetsiz bir gün düşünsem
    anasından otoparkçı doğmuş itin biri başıma dikiliyor
    uzun zaman oldu oysa bir cinayeti adam gibi tasarlamayalı
    uzun zaman oldu ihlal etmeyeli bir aşkın sınırlarını
    bir çocuğa yarın diye bakmayalı uzun zaman oldu
    bütün bu uzun zamanları birbirine ekleyerek getirdim
    aşkolalım devrimolalım sevgili yoldaş kurbağalar


    2-
    halkın iki yüzünü otopsi masasına getirdim -çünkü
    neden bedeniyle düşünür bir halk merak ediyorum
    kan tutan bakmasın utangaç istakoz derinlere kaçsın
    yeni bir anlama biçimi getirdim düşlerin trasesi olsun
    kravatlı yürüdüğümde müdürüm diye adres soran birini
    gözümü kırpmadan otoparkçının yanına gönderebilirim
    bilmiyorum diyorum bilerek herkesin her şeyi bildiğini
    gidip rasgele satın alıyorum erikleri elmaları kirazları
    manav tezgâhında özenle çalışılmış al yeşil yalanları
    kırık bir koltuk gibi dayıyorum sırtımı duvara
    karnımda bir kucak göbek gözlerim doluyor
    kalkıp yürüsem yürüyen esmer bir keder oluyorum
    pencerenin pervazında sönmemiş sigara izmariti
    insan nasıl duruyorsa öyle biçimleniyor gövdesi
    biçim bir gövdenin yaşaması için gerekliydi getirdim
    aşkolalım devrimolalım sevgili yoldaş kurbağalar


    3-
    bir şey adına yalan söyleyen imgeyi getirdim -çünkü
    o da bazen kavram gibi cinayet işliyor taammüden
    bir tencereye kapağı kayıpsa kapaksız tencere denir
    yeni bir kavrama biçimi getirdim tersine işleyen desen
    biraz esinti desem bir kız yüzündeki utangaçlığı üfürür
    bıldırcın desem papağan desem tarz itibariyle uymaz
    makyaj yaparken gözlerinin rengini dağınık bırakan kadın
    bacaklarına kapıcı çocuğu dolaşacakken frene basıyor
    otobanda asfalta karışmış köpek ölüsü geliyor aklıma
    otobansız köylüler nerden bilsin köpeğin bu ölme biçimini
    kapıların önünde oturan kapıcılar bozmuyor istiflerini
    ya kangalımı tasmasız geçireceğim aranızdan diyorum
    ya da bugünlerde acımadan şiirler salacağım üstünüze
    hiç kimse önemsemiyor kangalı değil de sanırım şiirle beni
    kapağını kaybetmiş tencerenin isyanını getirdim
    aşkolalım devrimolalım sevgili yoldaş kurbağalar


    4-
    erken devrimler değil peşin yenilgiler getirdim -çünkü
    troçki buharin ve bütün özcinayetler ayağımı burkuyor
    kazma cinayet aleti değildir toprağın sertliğini alır
    ipe çamaşır çitilenerek asılır beyazı rüzgâra dönük
    yeni bir öfke biçimi getirdim bir başka yakışıklılık hali
    erken ayrılıkları erken ölümleri kurşuna değenleri
    dağdan yuvarlanan güneşi deniz yutar hatırlanırsa
    kurşun soğumaya başladığında kasteder hayata
    bedenin terleyen üşümesi ki ah on dokuz yirmi yaşım
    kızarmış ekmeğin tereyağına uygun bir sıcaklığı olur
    bastığı şiiri parça parça okurken matbaacı çırağı
    uyuyup kalır da düşleri ön kapağa yedinci renk olur
    yanlış bir telefon uzun çalar sesi yalnızlığımız olur
    en son durumumuz bu en son ajans haberleri gibi
    getire getire işte bu basit bilinebilirlikleri getirdim
    aşkolalım devrimolalım sevgili yoldaş kurbağalar


    5-
    ne güzel geldin çiçeklerinle demeyi getirdim -çünkü
    ne güzel gidiyorsun kuşlarımla demek istiyorum
    sevgili sevinç olmalı su sızdırmazken ölüm bu kadar
    yeni bir sevme biçimi getirdim belki yalan ama yeni
    ne kadar temizlenirse halı kiri o kadar gösteriyor
    ayçekirdeğinin tuzu ve dağınıklığı mazeret olabilir
    tırnaklarımın ve dişlerimin arasına bulaşması dahil
    kaldırılan sandalye bir daha aynı yere oturmuyor
    aynada kırılan ilk yalan amipten hızlı çoğalıyor
    tam bu anda suya bakan salkımsöğüt önerilebilir
    konuyla alakası yokmuş gibi duran bir benin
    bilmediğimiz bir kızın ensesinde ben oluşu gibi
    bilmediğimiz bir oğlanda yürüyen incelik gibi
    aşk olur o zaman belki de kim bilir aşk tamam olur
    ışığın gölgesini inatla aydınlatma çabasını getirdim
    aşkolalım devrimolalım sevgili yoldaş kurbağalar


    6-
    dem çeken kumruların ansız susmasını getirdim -çünkü
    karanlıkta çakılan kibritin buz gibi yalnızlığını gördüm
    içimizde patlayacak bir suskunluğu ateşliyordur belki
    yeni bir susma biçimi getirdim bir başka konuşma hali
    dikenlerini çekmiş bir gülün üzerine yürüsek diyorum
    geçtiğimiz sokakların çehresini değiştirsek diyorum
    saç dibinden başlıyor dökülme isteği bunu biliyorum
    kel olmadan kellik hesaba katılırsa sözün önü açılır
    yüz metrede deniz olmadan bayrak değişimi belki
    yaşlılık biraz da oyunsuz kalmış çocukluk değil mi
    bugünlerde iyi bakmalı can yücel'e vedat günyol'a
    tok bir sesle usul usul biri biri usul usul bir sesle tok
    kendinden önce ipi göğüsleyene nasıl bakar bir atlet
    dağ dağa dönsün yüzünü arada bulut yağmur olsun
    bir şey olsun hayatımızda tutup o bir şeyi getirdim
    aşkolalım devrimolalım sevgili yoldaş kurbağalar


    7-
    bir kuşun kanatlarındaki rüzgârı getirdim -çünkü
    dört bir taraf gökyüzü ve geniş açı yüzümü okşuyor
    kalabalığın uyumu muydu yürüyüşümüze fiyaka katan
    yeni bir görme biçimi getirdim okuyorum şair bey
    kan giderek çoğaldı bir gülün kırmızısına mı döndük
    sessizce elini eteğini çekiyor annelerimiz bizden
    namaza durmalarından belli allah'a yakın dualarından
    gitgide buruşan yüzleri ki cesaret edip okşayamadığımız
    yitirme korkumuzu yalnız kalma korkumuzu getirdim
    yükseklik korkumuzu aşağılık korkumuzu getirdim
    ödediğimiz faturaları ödeyemediklerimizi ne varsa
    bir taşın döne döne düşme hızını sırası gelen öyküyü
    bir vapurun nazlanarak kalkışını çocukların boy atışını
    sahi çocuklar boy atarken ayaklarının altı kaşınır mı
    saçlarının esintisine bulutlar karışır mı onu getirdim
    aşkolalım devrimolalım sevgili yoldaş kurbağalar


    8-
    yüklemi öznesine yaklaşan bir cümleyi getirdim -çünkü
    bir kilimin teklifsiz sıcaklığına dokunuyor ayaklarım
    henüz ıslanmış bir karanfil tomurcuğu duruyor elimde
    yeni bir direnme biçimi getirdim eveti ve hayırı bilen
    bir kazakta ilmik ilmik büyümesini çağla yeşilinin
    eski bir dostun ansızın karşımıza çıkan merhabasını
    bir dilim ekmeğe bir paket sigaraya muhtaçken
    az giydiğimiz pantolonda her nasılsa unutulan parayı
    uzayıp giden bir dalgakıranı dalgaların kırılmışlığını
    kollarımızda soba yanığı gibi duran aşı izini aşk izini
    siyahla beyaz arasındayken bütün renkler bir umudu
    bir kaşık suda boğacakken yutkunduğumuzu
    zan altında kalışımızı zan altında bırakışımızı
    erzincan depremleriyle boy ölçüşen aşklarımızı
    sıracevizler caddesi'ne ceviz ağacı dikmeyi getirdim
    aşkolalım devrimolalım sevgili yoldaş kurbağalar


    9-
    dile düşecek bir şiiri bir şarkıyı ısrarla getirdim -çünkü
    sağlam bir masada rakının üçüncü kadehini özledim
    kendi yalanına inanıp bir ömrü tekrar göze almayı
    yeni bir itiraz biçimi getirdim kimyası insan kimyası
    matematiğini coğrafyasını fen ve tabiatını kavganın
    kumda izi kalan yavrularıydık deniz kaplumbağalarının
    alıcı kuşların pike yaptığı suya değdi de ayaklarımız
    kalbimiz suyun aynasına düşen suretimizmiş meğer
    gölgesinden nasıl kurtulur insan kendi derisini yüzmeden
    erkeği zaten saymıyorum kadınsa şüphelerim çok ciddi
    bir kasapla akrabalık kurmalı alışmak zor ölü arkadaşlara
    tuza banılmış ekmekten geriye tuza banılmış ekmek kalıyor
    keskin yüzünden köreliyor bıçak bu işlerde bir terslik var
    aşık olunmaz aşkolunur devrimci olunmaz devrimolunur
    ellerinden tutup soluk soluğa bütün bunları getirdim
    aşkolalım devrimolalım sevgili yoldaş kurbağalar
    #7164 ma icari | 8 yıl önce
    0şiir