1. bu seferki biraz zor olacak gibi.
    neyse, rahatlarım herhalde.

    deniz vardı, çalıştığım yerde tanışmıştık. güzel de hatundu.
    ilk bacağındaki koca dövme çekmişti ilgimi, seksi görünüyordu. hatun gözüme giyim tarzı ve davranışlarıyla çok ''bitchy'' gözükmüştü o gün.
    iş başvurusu için gelmiş, görüşmek için bekliyordu.

    almadılar kızı işe. ben de durur muyum, erkek içgüdüsü; yapıştım hemen kıza.
    dedim ne oldu, almadılar mı?
    yok dedi, eleman aramıyorlarmış. dedim siktir et, zaten ben de pek memnun sayılmam.
    ama dedim istersen, bir iki tanıdığım var, bir pas atayım senin için.
    aaa dedi olur, harika olur, yolsuzum bu ara para lazım.

    aldım hatunun numarasını ben sana haber ederim diyerekten.

    daha sonra birkaç kez daha karşılaştık sağda solda, ama selamlaştık sadece uzaktan.
    çok uzun kestim kızı.
    cidden güzeldi. cesur giyiniyor, tüm olayı neredeyse çekicilikti. ve kadınlığını cidden iyi kullanıyordu.
    aklıma takıldı hatun günden güne.

    daha sonra ilginç bir şekilde ortak bir arkadaşımızı keşfettim. çocukla çok samimi değilsem de, o gece hemen iki bira ısmarlamak üzere dışarı davet ettim. oğlum dedim bu deniz, kim lan bu? benim tanımam lazım bu hatunu.
    iyi kızdır dedi, tanıştırayım istersen, biz arada takılıyoruz arkadaş muhabbeti falan.

    üçüncü birayı da ısmarladım öyle deyince.

    ertesi gün evine davet etti, deniz de orada olacaktı.
    en grunge oduncu gömleğimi seçip giydim, deri ceketimin kemer tokalarını saldım aşağıya.
    siyah pantolon, postal falan derken tamamdım, olmuştum.


    evde deniz geldi yanıma, nasıl gidiyor falan diye direkt.
    o gece anladım, benden önce hatun benden hoşlanmış çoktan. o kadar rahattı ki, o kadar cesur ve özgüvenliydi ki hiç küçük oyunlar çevirmeye bile gerek kalmadı.
    o gece anladım sağlam bir seks hayatının olduğunu hatunun. dedim ilgini çekti, tecrübeli de hatun, mis gibi takıl işte oğlum.
    gecenin sevişerek biteceği kesin gibiydi, bütün gece beraber takılmıştık çünkü. ayrıca deniz'in bir tek ''seni sikmek istiyorum'' demediği kalmıştı açık açık.

    öyle de oldu, o gece orada seviştik falan, güzeldi de.

    daha sonra ilginç bir şekilde vakit geçirmeye başladık daha fazla.
    merak etmeyin, konu sonradan aşık olma muhabbetine falan gitmeyecek. öyle bir şey değil.
    sadece ikimiz de bohem takılmayı seviyor, müzik tarzlarımız aynı ve birlikte yatakta film falan izleyebiliyorduk.

    yatakta uzanırken farklı kadınlarla mesajlaşıyor, onun başka erkeklere kur yapmasını izliyordum bazen, rahattık.
    gevşek bir adam olmadım hiç, aksine kıskanç biriyimdir. fakat denizi sahiplenemedim hiç.
    aşk falan değildi aramızdaki, ama rahatsız da olmuyordum varlığından.

    daha sonra başka bir kadınla düzenli ilişkim oldu. hatta beraber yaşamaya bile başlamıştık.
    fakat arada denizi özlüyor, o sorgulamayan, yargılamayan kadını istiyordum.

    tekrar görüşmeye başladık, ilişkimin olmasının onu bozmadığını anladığımda tutamadım kendimi.
    aldatacaktım.
    yaptım da.

    tekrar tekrar gittim yanına çeşitli bahaneler uydurup benimkine.
    hiç sormuyor, sorgulamıyor ve yargılamıyordu beni deniz. anlatmıyordu da, bilmiyordum hayatını.

    sevişene kadar çok iyi anlaşan iki arkadaş gibiydik. her şeyimiz benziyordu neredeyse.
    bir ara çizgi romanlardan 3 saat falan konuşabildiğimizi fark edince, dedim neden bu kadınla sevgili olmuyorum ki lan ben.

    sonradan anladım, elimde tutamazdım denizi.
    bir kez kapılırsam, o kafaya girersem, hayatım sikilirdi. masumiyet filmindeki haluk bilginer'e dönerdim.
    aman dedim, böyle iyi.

    her neyse, gelelim asıl olaya.
    bir gün bir arkadaşımın doğum günü partisi vardı, evde falan takılacağız, davet etti.
    bi onu tanırım, başkasını da tanımam etmem geleceklerden.
    moruk dedi, sağlam alkol depoladım ev dubleks falan güzel takılacağız, eğleneceğiz. herkes hatunla falan geliyor ona göre ayar çekiver dedi.

    kız arkadaşım o ara boğazlı kazak gibi hissettiriyordu yine. sohbet bile edemiyorduk doğru düzgün.
    ne bir arkadaşımla anlaşabiliyor, ne beni anlayabiliyor, ne de ben ona anlam verebiliyordum.

    deniz'i aradım.

    evde sığırlıyorum dedi, gidelim dersen gelirim. yapacak daha iyi bir işim yok.
    dedim 9 da oradayım, alırım seni.

    kız arkadaşıma bir şeyler uyduruyordum bu ara akşam için.
    çok mantıklı yalanlar söylemiştim, kendime şaşırdım. ama ona rağmen kavga etmiştik.
    yani sırf gerçek olsa, demek ki buna bile anlayış göstermeyecek lan diye düşünüp gerildim.
    vurdum kapıyı çıktım.

    5 dakika kadar bekledim denizi kapıda, indi sonra.
    yine çok güzel olmuştu. yine ses tonu rahatsız etmiyor, teni yumuşacıktı. görür görmez evdeki diğer elemanların kızı keseceğini falan anladım bütün gece. çok abartırlarsa olay çıkarırdım. yolda bunlar geçti aklımdan.

    evde müzik, alkol falan derken bir sürü güzel insan tanıdık. denizle sarmaş dolaş oturuyoruz, sevgili sanıyorlar bizi.
    cidden sağlam alkol depolamıştı arkadaş, herkes zurna oldu.

    geceye doğru oda kapmaca tarzı bir şey oldu çaktırmadan insanlar arasında.
    herkes sarhoş, kafasına göre takılıyordu. sohbet kalmamış, tuvalet sırası uzundu.

    arkadaş bir oda gösterdi bize, girdik.
    odada ranza vardı, alt katına geçtik. tam sevişecekken deniz dur dedi, sana bir şey söyleyeceğim.

    benim canım yanmıyor, biliyor musun.
    nasıl yani dedim, sarhoşsun ondandır.
    yok dedi, sevişirken canım yanmıyor, hissetmiyorum acıyı.

    keşke bunu bana sarhoşken söylemeseymiş. seksi mi geldi, tahrik mi oldum ya da ben bu oyunu bozarım lan tribine mi girdim bilmiyorum.
    direkt boynuna çalışmışım hatunun, sabah liseli ergenler gibi yolladım eve. ama darp raporu alsa alır yani, o kadar.

    neyse günler geçti falan, ben bu muhabbetin hoşuma gidip gitmediğini sorgulamaya başladım içimde.
    çok da hatırlamıyorum ne hissettim, ne kadar haz aldım.
    bayağı iyiydi çünkü kafam, tribe bile girmiş olabilirim.

    çünkü kız arkadaşımla duygusal sevişiyordum. hatta tatlı tatlı, yavaş yavaş falan takılıyorduk.
    porno izlerken bile romantic seçerdim kategoriyi.
    öyle seviyordum herhalde.

    ama kafama yerleşti bi kere.
    hatunun aile yanına gittiği bir haftasonu mesaj attım denize, hala canın yanmıyor değil mi? diye.
    gel dedi.
    gittim.

    abartmıyorum, o gece kızı mahvettim farkında olmadan.
    detaya girmeyeceğim, ama muhtemelen eşe dosta bir şeyler uydurmuştur ertesi gün, çok fenaydı.
    sabah görüp öyle kötü hissettim ki, kızcağız sesini çıkarmamıştı.

    sonradan bunu sevip sevmediğimi, bu tarz dürtülerim olup olmadığını sorgulamaya başladım.
    olmasın istiyordum.
    hoşlanmıyordum da böyle muhabbetlerden.
    ama içten içe sevmiştim, evet.

    daha sonra bu olayın alışkanlık haline gelmemesinin daha sağlıklı olacağına karar verip, denizle bir daha görüşmedim.
    sağda solda karşılaştık, bir iki bira içip lafladık o kadar.
    sonra kız arkadaşım da bırakıp gitti zaten.

    hala kaçarım o dürtüden mesela, wild bir hatun gördüm mü yok abi derim, siktir et.
    #70425 lizard | 7 yıl önce (  7 yıl önce)
    1anket