eğer ne istediğini bilmezsen, bir bakarsın istemediğin bir sürü şeyin olmuş.
******
bizler tarihin ortanca çocuklarıyız. bir amacımız ya da yerimiz yok, ne büyük savaşı yaşadık ne de büyük buhranı. bizim savaşımız ruhani bir savaş, en büyük buhranımız hayatlarımız. bizi bir gün milyoner olacağımıza, film yıldızı, rock yıldızı olacağımıza inandıran televizyon programlarıyla büyüdük, ama bunların hiçbirini olamayacağız. bunu yavaş yavaş öğreniyoruz ve o yüzden çok ama çok kızgınız.
******
mobilya satın alırsınız. kendinize dersiniz ki, bu hayatım boyunca ihtiyaç duyacağım son kanepe. kanepeyi alırsınız ve sonraki birkaç yıl boyunca, hangi işiniz ters giderse gitsin, en azından, kanepe sorununuzu çözmüş olduğunuzu bilirsiniz. sonra aradığınız tabak takımı. sonra hayallerinizdeki yatak. perdeler. halılar. sonra o güzel yuvanızda kısılıp kalırsınız. bir zamanlar sahip olduklarınız artık sizin sahibiniz olur.
******
reklamlar insanları gerek duymadıkları arabaların ve kıyafetlerin peşinden koşturuyor. kaç kuşaktır insanlar nefret ettikleri işlerde çalışıyorlar. neden? gerçekte ihtiyaç duymadıkları şeyleri satın alabilmek için.
******
sizler özel değilsiniz, sizler güzel ya da eşi benzeri olmayan kar tanesi de değilsiniz. sizler işiniz değilsiniz... sizler paranız kadar değilsiniz... bindiğiniz araba değilsiniz... kredi kartlarınızın limiti değilsiniz... sizler iç çamaşırı değilsiniz... sizler dünyanın şarkı söyleyip dans eden pisliklerisiniz... hepimiz aynı pisliğin lacivertleriyiz..."