2003-2004 yıllarında bir öğretmenler gününde öğle arası ilkokul öğretmenime çiçek almak için çiçekçiye gitmiştim. Babamın çalıştığı dükkan da çiçekçinin yanıydı. Çiçeği aldım parasını babam verecek dedim. Babamı görmek için dükkana gittim. Çalışan abilerden biri babamın şuan orada olmadığını söyledi. O gün annem kardeşim babaannem amcam il merkezine doktora gideceklerdi. Babaannem rahatsızdı. Teyzem bana bakacaktı. Sabahtan teyzem gelmişti. Öğlen yemeğimi teyzem yapacaktı. Çiçeği aldıktan sonra Eve gittim ben de. Eve geldiğimde bir sürü ayakkabı vardı. İnsanlar bize toplanmış. Babam da evdeydi. Meğer babam gitmiş onlarla. Amcamın işi çıkmış. Sürücü babamın başka bir arkadaşıydı. Yolda giderken kaza geçirmişler. Hiç kimsede en Ufak bir sıyrık bile yoktu. Ama hepsi korkmuş herkesin yüzü buz gibi soğuktu. Annemi babamı daha önce hiç öyle görmemiştim. Annem kucağında kardeşimle ağlıyor, komşular etrafında toplanmışlardı. Teyzem beni diğer odaya götürdü. Kimse bana bir şey söylemedi. Yemek getirdi yedim. Babamın yanına gittim öğretmenime çiçek aldım parasını verirsin deyip ne olduğunu sordum. Babam açıkladı. Ben de ağlamaya başladım. Kardeşimle anneme sarıldım. Ağladım. O gün öğleden sonra okula gitmedim. Aldığım çiçek de kaldı öyle. Ne zaman öğretmenler günü olsa aklıma bu gelir. Herkes için ayrı olan öğretmenler gününün benim için apayrı bir hikayesi vardır.