thrash tarihine en azından benim için reign in blood, south of heaven ve seasons in the abyss gibi üç adet eşsiz albüm kazandırmış, bana göre en önemli parçası önce dave lombardo sonra tom araya'nın vokali olmuş slayer'ın, melodi anlamında dinleyene ne yazıktır ki zerre haz vermediğini düşündüğüm soloları da (kaytılarda sağ-sol farklı gitarlardadır) bugüne kadar sadık kaldıkları tarzlarının diğer önemli parçaları. özellikle erken dönem albümlerinde takip etmesi keyifli riffleri yanında, şarkıların tempo ve melodi anlamında düzenlemelerine lombardo'nun da doğrudan etkisi olduğunu düşünüyorum. arada paul bostaph'ın çaldığı albümlerin yapısal farklılığı akla direkt bunu getiriyor.
henneman'ın ölümü sonrası ondan doğan boşluğu exodus'dan gary holt ile doldurmuş, lombardo ile aralarındaki inişli çıkışlı ilişkiyi en sonunda tamamen koparıp koltuğunu tekrar bostaph'a vermiş slayer, buna rağmen 2015 yılında çıkardıkları repentless ile de senenin en temiz albümlerinden birisine imza atmıştır. kendi adıma lombardo'nun boşluğunu her daim hissetsem de, ortaya konan iş slayer dinlemek isteyenler için oldukça tatminkar. kısacası, slayer'ın tarzını lombardo'dan önce king barzosuna borçlu olduğu gerçeğini (normal olarak), kabul etmek gerekiyor. sanıyorum king'in olmadığı bir slayer'a alışmak çok daha zor olacaktır.
hakkında uzun uzun duygusal kelimeler yazamayacağım bir gurup slayer. sert ve hızlı rifflerini dolduran aynı güçteki vokallerine en etkileyici davul partisyonlarını yazan lombardo ile imza attıkları muhteşem albüm seasons in the abyss, benim için slayer'in tam karşılığı.