şimdi size en büyük pişmanlığımdan bahsedeyim. hazır çocukluk arkadaşımı da söylemişken...
evimiz beykoz'daydı, paşabahçe ile merkezin arasında, oraları bilen bilir. kiradaydık. aile apartmanı olunca komşuluk da sıkı olur (beykoz çoğunlukla böyledir zaten). üst komşularımızla da gayet iyi anlaşırdık. bir de ev sahibinin çocukları da vardı. gerçi onlarla çok iletişimim yoktu.
üst komşumuz merve ile çok güzel oynardık falan. kaç kere birbirimize gelip gittik, akşamın köründe bam diye kim evine gelip sofrasına çökebilirdi başka birinin? eee, bizde böyleydi...
neyse. günün birinde annemlerin işi vardı, beni yukarı bırakmışlardı. o sırada oyuna dalmışız falan, altıma etmişim. hassiktir. söylemeye de utandım. zeynep teyzemiz farketti durumu. batırmışım da ortalığı lan. bir taraftan beni, öbür taraftan ortalığı temizliyor. bir şey demedi de, annem gelip de olayı duyunca ne olduğunu tahmin edersiniz artık. bi ton azar, üzerine yukarı çıkmama cezası. "haketmiştim artık." başımı eğdim, bu günler de geçer diye bekledim. o sıra bir de apandisit ameliyatı oldum. yani sezonu erken kapattım. tam iyileştim diyordum...
bir gün, patırtı kütürtü, hareketlilik... eşyaları indiriyorlar... durumu anlamam uzun sürmüyor. taşınıyorlar. emre abinin okulu çok uzak. göçmeleri gerek. başlıyorum ağlamaya. annem bir taraftan, zeynep teyze bir taraftan sakinleştirmeye çalışıyor, yine buluşuruz diye. * zor oluyor bee. evdeki en iyi arkadaşım gidiyor. takvimler haziran 2005'i gösteriyordu sanırım.
(ve o yalnızlık evresine giren ülke ben oluyorum, ilköğretim okulum evime yakın değil zaten. o histen hala tam kurtulabilmiş değilim yıllardan sonra.)
bu pişmanlığı düzeltmek mi? 12 yıldan fazla sürer. hiç görüşememiştik. komşum söylemişti laf arasında, zeynep ...'da çalışıyor diye. yazmıştım bunu hafızaya. sınava girecektim, bir de 1 sene öyle geçti. neyse, gittim buldum, bildiğim yer. zeynep teyzeyle birbirimizi görmemiz mi? şok etkisi. açılan defterler, geçen yılların hesabı. sanki dünmüş gibiyiz. yıllardır çalıştırılmayan bir arabanın tak diye uzun yola gitmesi.
ve o olayı söylemedim, hatırlayacak mı diye. hatırladı lan. çocuk gibi kaldım karşısında. gözlerim doldu... merak etmeyin, bir daha göreceğim hepinizi!