1. , birçok kültür ve mitolojide farklı isimlerle yankı bulan kutsal / efsanevi kuş.

    'un kökeni kaynaklı olsa da diğer doğu mitolojilerinde farklı isimlerle yer almaktadır. en çok bilinen ismi 'dır

    (bkz: ) - zerdüştlük
    (bkz: ) - eski yunan
    (bkz: ) - pers
    (bkz: ) - türk
    (bkz: ) - türk
    (bkz: ) - pers
    (bkz: ) - mısır
    (bkz: ) - rus
    (bkz: ) - çin
    (bkz: ) - filipin
    (bkz: ) - hint
    (bkz: ) - hint
    (bkz: ) - arap

    , genellikle bir kuş olarak tasvir edilse de zaman zaman kanatlı dev bir yaratık; duruma göre kurt başlı veya insan yüzüne sahip bir şekilde veya aslan pençelerine sahip bir tavus kuşu olarak da resmedilmiştir. yılan ırkına karşı kökeninden gelen bir düşmanlığının olduğu; yaşadığı yerin sulak bir bölge veya () zirvesi olduğu gibi anlatımlar da bulunmaktadır.

    antik kayıtlarında 'un alevlerle kaplanıp küle dönüşene kadar 1700 yıl yaşam sürdüğü; sonrasında ise ölümsüzlük sahibi olduğu yer almaktadır. ayrıca antik efsanelerinde 'un dünyanın yıkılışına üç kez tanık olacak kadar uzun yaşadığı ve tüm bu yaşantıda dünyanın tüm bilgisine sahip olduğu anlatılmaktadır.

    zamanında ise ilahiliğin bir sembolü haline gelmiştir. onlara göre , yer yüzüne bereket bahşederek gök ve yer arasındaki birliği sağlayacaktır. yuvasının, 'nın zrivesinde olduğuna ve her türlü musibetin ve hastalığın şifası olan bitkisini koruduğuna inanılmıştır.

    'nin kaleme aldığı epik eser 'de, 'un ile olan hikayesi anlatılır.


    -- spoiler --


    'de anlatılan hikayeye göre 'ın oğlu , bir olarak dünyaya gelmiştir; ancak kral sam, beyaz teninden dolayı oğlunun iblis tohumu olduğuna inanarak onu bir dağa terk etmiştir. bebeğin ağlamalarını duyan , yumuşak ve iyilik dolu kalbinin sesini dinleyerek çocuğu himayesine alıp büyütür. 'un yanında geçirdiği sürede 'dan eğitim alıp onun sahip olduğu bilgilerle donatır kendisini. erişkinliğe ulaştığında ise insanların dünyasına gitmek ister. , üzülmesine rağmen 'ın insanların dünyasına gitmesine itiraz etmez ve ona kendi tüylerinden, altın bir tüy vererek gitmesine müsade eder. günün birinde , 'un yardımına ihtiyaç duyarsa bu tüyü yakarak 'u çağıracaktır.

    Krallığına döndüğünde , güzel 'ya aşık olur ve onunla evlenir. Karısı bir erkek çocuğa hamile kalır; fakat doğum zamanı geldiğinde birçok sorun yaşarlar. , karısının doğum sırasında öleceğini fark eder ve ölüme yaklaşırken, 'u çağırmaya karar verir. altın tüyü yakması ile ortaya çıkan , 'ın sezaryen benzeri yöntem uygulamasını sağlar ve ile çocuğun hayatını kurtarır. Bu çocuk daha sonra en ünlü ve büyük pers kahramanlarından biri olacak 'dir.


    -- spoiler --



    iranlı sufi şair tarafından kaleme alınmış manzum eser 'da simurg'un hikayesi, tanrı ve tanrıyı arayanların alegorik bir hikayesi olarak aktarılmaktadır.


    -- spoiler --


    tasavvufi konularla ilgili uzunca bir girizgahın ardından, kuşların kendilerine bir padişah seçmek istemelerinden bahseden bir giriş bölümü ile başlar. Kuşlar, bir araya gelip her ülkenin padişahı olduğu kendi ülkelerinin de bir padişahı olması gerektiğini tartışırlar. içlerinde en bilge görülen , onlara padişahlarının ancak ve ancak olabileceğini söyler.

    Bu nokta ile birlikte hikaye içerisinde önemli bir semboldür ve giriş kısmında kuş topluluğundaki ;
    "Sırtında tarikat elbisesi, başında ise hakikat tacı vardı." şeklinde betimlenir.

    Eserde Tanrı'yı sembolize eden Simurg kuşuna yapılan betimlemeler ise:
    "Kuşkusuz bizim de bir padişahımız vardır. O da Kaf Dağı'nın ardındadır."
    "Adı Simurg'dur, kuşların padişahıdır. O bize yakındır lakin biz ona oldukça uzağız." şeklindedir.

    Buradan sonra yol hazırlığı içerisindeki kuşlar tek tek tanıtılır fakat öncelikle 'u daha detaylıca tarif eden bir bölüm yer alır. Sonrasında farklı kuşların hikâyeleri anlatılır ve her bir kuşla bir zaaf veya özellik ilişkilendirilir. Böylece o zaafın veya özelliğin tasavvuf bağlamındaki yerine değinilir.

    Örneğin hikayesinde papağan kendisinin 'un dergahına varacak takati olmadığını belirtir ve tek arzusunun, onun içmekte olduğu olduğunu dile getirir. ise canını önemsemenin yanlışlığı ile ilgili bir cevap verir ve canın canana feda etmek için olduğundan bahseder. Kitabın tek tek kuşlardan bahseden bu bölümünden itibaren anlatımda aralara bahsi geçen özellik, kavram veya genel olarak konu hakkında çeşitli hikâyeler, kıssalar anlatılır. Bu kıssaların bir kısmı tarihte yaşamış önemli kimselere atfedilir veya içlerinde karakter olarak bu kişileri barındırır.

    Kuşların tek tek gelip kendilerine dair konuşmalarından ve bunlardan çeşitli özelliklerin tasavvufi tahlilinin yapılmasından sonra kuşlar 'e başka sorular yöneltirler. Cevaplardan sonra kuşlar yola düşmek isterler öncelikle onlara açıklayıcı bir konuşma yapar. Fakat bu konuşmanın ardından bahane getirmeye başlarlar. Hüdhüd tek tek bahaneleri cevaplar. Bahanelerin sonunda bir kuşun yolu anlatmasını istemesi üzerine ulaşmak için gidilecek yolu anlatır; aşılması gerekilen yedi vadi vardır, hepsi de çetindir. Vadilerin adları sırasıyla: Talep, Aşk, Marifet, İstiğna (ihtiyaçsızlık), Tevhid, Hayret, son olarak da Fakr ve Fena'dır. bu vadilerin her birini anlatır, daha sonra etkilenen kuşlar yola koyulurlar.

    Binlerce kuş olarak çıktıkları yoldan sadece otuzu dergahına varabilir. Sonunda gördüklerinde ise kendileri olduğunu fark ederler; dergah aslında bir aynadan ibarettir. Bu eserde şöyle açıklanır:
    "O dergahtan hal diliyle bir nida geldi: Güneşe benzeyen bu dergâh bir aynadır."

    Kuşlar böylece fani olduktan uzunca bir süre sonra onların tekrar kendilerine (varlık alemine) gelmelerine izin verilir. Bu noktada kuşların geldikleri makamın beka olduğunu ifade eden ve beka makamından söz eden beyitler bulunur. Kitap Attar'ın kendisi hakkındaki bir kısımla biter; bu kısımda kitabına dair de yorumları bulunur.


    -- spoiler --


    ulaşmanın yolu olarak saydığı vadiler tasavvufta sıklıkla kullanılan kavramlardır ve bireyin tasavvuftaki yolculuğunun çeşitli kademelerini, makamlarını belirlerler. Her vadiyi açıklanırken aslında o makamın özellikleri ve zorlukları açıklanır. Yolun sonuna varıldığında tasavvuftaki her şeyin Tanrı'nın bir yansımasından ibaret olduğu inancına dayanan bir şekilde dergahın bir ayna olduğu ve Tanrı'yı sembolize eden da oraya varabilmiş kuşlar olduğu görülür.

    Nitekim burada bir kelime oyununu vurgulamak istemiştir: Simurg sözcüğünün başındaki "si" sesini Farsça "otuz" anlamına gelen "si" ile ilişkilendirerek vurgulamıştır. Bununla birlikte bu sözcüğünün doğru etimolojisi değildir. Sözcüğün kökeni dilinden "sn" yani "kartal" ve "murg" yani "kuş"tan oluşmuştur.

    görseller:

    nişabur - iran'da yer alan simurg heykeli
    sasani ipek dokuma kumaş : simurg motifi, M.S. 6-7. yüzyıl
    Bebek Zal'ı taşıyan Simurg tasviri
    Buhara'daki Nadir Divan-Beghi medresesindeki süsleme
    "Kuşların Diliyle" ressam Habib Allah


    kaynaklar ve ek okumalar:

    simurg - wikipedi
    Mantık-ut Tayr - vikipedi
    hiçlikte bir an - 1700 yıl yaşayan dev kuş simurg
    hiçlikte bir an - osmanlı minyatüründe simurg
    "Divan Şiirinin Mitolojik Kuşları: Hümâ, Anka ve Simurg" - H. Dilek Batislam
    "Anadolu ve Balkan Türklerinin Halk Anlatmalarında Mitolojik Bir Kuş: Zümrüdü Anka." - Doç. Dr. Ali Duymaz
    #62316 the ancient one | 7 yıl önce (  7 yıl önce)
    0mitolojik yaratık