bu başlık kişiye özel bir başlıktır
-
yine gündüz uykusuna yenik düşmüştüm bu gün. halbu ki düzene falan girmeye çalıştığım dönemde, uyku düzenimi sağlamam gerekiyordu. çünkü böyle yapar o düzenli insanlar. akşam 8 di uyandığımda, kurumuş ağzımla. yatağımın başındaki içi çalkalanıp, kokusu giderilmiş şarap şişesinden suyumu içtim. sadece bana yetecek kadar büyüklükte olan evimde biraz dolandım. 400 liraydı kirası. bir odası karanlıktı, cam yoktu. nedense camı olan aydınlık odadan daha çok severdim burayı. içip sızmazsam, uyuyamam diye düşündüm bu gece. sabah erkenden okula gitmem gerekiyordu. bahane gibi gelmişti, belki de değildi, her neyse, içecektim yine. 2 bina yanda tekel tabelası olmayan bir market vardı. akşamları huysuz, itici ihtiyar bir adam bakardı, gündüzleri de oğlu olduğunu düşündüğüm, biraz daha sosyal bir adam. o ihtiyar vardı yine gittiğimde. alışmıştım artık ona, ilk zamanlardaki gibi nezaketsizliği ya da iticiliği rahatsız etmiyordu beni. sıra vardı markette, halbu ki en fazla 3 kişiyi barındaracak kadar büyüktü. önümde 58 lira hesap ödeyen, siyah poşete biraz bira ve cips doldurmuş inşaat işçisi vardı. onu bekliyordum, dolaptan aldığım 3 birayı elimde tutarken. nakit ödedi, öderken cüzdanını kestim, doluydu bayağı. bütün gün inşaatta falan çalışıp, götünden ter akarak kazandığı parayı alkole harcamasını yadırgar gibi oldum. sonra çok geçmeden hak verdim, başka ne için çalışacaktı ki günü kurtarmaktan. evlilik, aile, belki bir araba ya da ev? günü kurtarmak daha kolaydı bir inşaat işçisi için. umarım yeterince bira almıştır. sıra bana geldiğinde arkamda 4 kişinin daha beklediğini farkettim, belki de onlar da aynı şeyi benim için düşünüyorlardı o an. bunları düşünürken kredi kartı şifremi yanlış girmiştim. ihtiyar beni biraz azarlayıp, tekrar uzattı cihazı. bu kez doğru girmiştim. 3 biramı, biraz da fıstık alıp çıktım dükkandan.