türk kızı başlığının tam bir çöp başlık olması nedeniyle, tersi olanın açılmasını kendi içinde mantıklı bulduğum, "evdeki tipi bu, sokaktaki bok. bunu kabul edin" emrini üzerine almaması gereken yurdum adamı.
göztepe maçlarını izlerken, evde deli gibi küfür ediyorum; çorabı geç, bir hafta önceki kirli çamaşırlarım koltukların üzerine atılmış halde duruyor; özellikle izin günlerimde saçım başım tüm gün boyunca dağınık gezerim. sokakta bunları neden göstereyim, anlatayım ki ben? neden hiçbir soru sorulmamışken "şşş, bak bi'. ben evde böyle böyle yapıyorum, tam bir mağara adamıyım, ehe" diyeyim ki? manyak olmak lazım bunu demek için.
aynı evde uzun süre beraber yaşamayıp laps diye evlendikten sonra aynı eve yerleşen çiftlerin boşanma oranlarını araştırmıştım bir süre önce. aslında elimdeki iş bununla alakalıydı ve oldukça bilgilenmiştim. bu "bir anda aynı ortamda yaşamaya mecbur edilmiş" kişilerdeki boşanma oranı %60'lardaydı. yani hemen hemen her iki çiftten biri boşanıyordu. suçu ev hayatı ile sosyal hayatını karşılaştırarak erkeğe atmak absürt olur. çünkü erkek her ne kadar dengesiz, içine kapanık ve evde tam bir mağara adamı şeklinde yaşıyor olursa olsun (merhaba!), evlenmeden önce bir süre sevgililerin aynı evde yaşamaması bunun sebebi. doğal ortamından çıkarılıp bambaşka bir ortama sokulmuş bir canlı gibi. önce pratiği oturtmak, ardından evlenmek gerek. "yıllardır birlikteyiz biz" diyen çiftlerin tatiller ve arkadaş grubuna katılmak hariç, aynı ortamda bulundukları, birkaç gün aynı evin içinde yaşamışlıkları yok. sonra da "biz evlendik 2 ay önce ama adam/kadın bokum gibi çıktı". e hani siz yıllardır birlikteydiniz? kiminle birlikteydin sen o zaman? benimle mi?
not: hoşunuza gitmeyen düşünceleri hunharca eksileyebilirsiniz. özgür düşünce ve demokrasi kelimelerinin sözlük anlamları bunu size dikte etmeyecektir. hak edilmiş linç neydi? emekti.