Tabu olmasının sebeplerinden biri de bu konuyu yok saymamız ve üzerine konuşmaktan çekinmemiz. Oysa ki son derece sıradan bir konu, temel bir ihtiyaç ve ilkel bir dürtü. Dolayısıyla yok sayamayacağımız kadar gerçek ve hayatlarımızın içinde.
Mesela bizim toplumumuzda çıplaklık da tabu ama almanlarda son derece doğal. Ya da eşcinsellik bizde homofobik bir ötekileştirme olarak karşılık bulurken Hollanda ya da meksika'da devlet onayıyla meşru. Dolayısıyla bizim için tu kaka olan şey bir diğeri için son derece sıradan. Tabi bunu etkileyen pek çok farklı parametre mevcut. genelde toplumun muhafazakarlığı arttıkça hoşgörü ve saygının azaldığı da bir gerçek. Cennet ve cehenneme odaklanmış bencil bireylerin, kendi hayatlarını yaşarken başkalarının da onların konforuna hizmet etmelerini bekledikleri aşikar. Dolayısıyla saygı göstermekten öte görmek üzerine bir anlayışı benimserlerken, kendileri gibi olmayanı dışlamaları da son derece normal. Ayrıca ahlak kavramını kadın cinselliği üzerinden tanımlayan, namus diye bir kavram uydurup onu da kadının bacak arasına indirgeyen bir zihniyetin bu anlamda cinselliği tabulaştırması çok yadırganacak bir davranış değil.
Ancak dünyanın en medeni(!) coğrafyalarında bile cinselliğin yeterince konuşulmuyor olmasının bir sebebi olmalı. Temelde bunun kapitalizmin doğal bir sonucu olduğunu düşünüyorum. Kapitalizm insanları ihtiyaçlar hiyerarşisinin ilk basamağına hapsetmeyi hedeflediğinden öncelikle bireysel sonra da genele yayılmış bir mutluluk halinden hoşnut olmaz. Cinsellik, Ahlak, din gibi tabulaşmaya en yatkın konularda bireyleri esir almayı ve bu kavramlar üzerinden toplumu uyuşturmayı hedefler. Çünkü kendi vicdan ve ahlak muhakemelerini yapabilen insanlar dinin boyunduruğundan sıyrılmış, Ahlak ve cinsellik konularına yaklaşımları üst boyutta olan mutlu insanlardır. Cinselliği özgürce ve sağlıklı bir şekilde yaşayabilen birey için bu, uğruna suçlar işleyebileceği, başkalarının bedenleri üzerinde hak iddia edebileceği hastalıklı bir kavram olmaktan çok uzaktır.
O yüzden bu konu üzerine konuşan insanları özellikle de kadınları yadırgamaktan, eleştirmekten vazgeçmek çok önemli. Bir erkek cinsellik üzerine sayfalarca ahkam kestiğinde ayakta alkışlanırken bir kadın bunu yaptığında bunu yadırgamak ve yargılamak hangi ikiyüzlü anlayışın sonucu? Kadının cinsellik konusunda bilgili ve deneyimli olması hangi hastalıklı beyinleri, neden rahatsız ediyor?
Temel bir ihtiyacın böylesine büyük bir mesele haline dönüştürülmesi bana hiç mantıklı gelmiyor. Birbirlerini seven, birbirlerine dokunan, iletişim halinde olan insanlardan korkmak hiç iyi niyetlice değil. O yüzden cinsellikten ve onu konuşmaktan değil, başkalarının bedenlerine rızası dışında dokunanlardan korkmak ve bunu çözmek gerek.