Filmin birisinde biraz da yanlış ola da şöyle bir kelam edilmişti: erkeklerin, kumara kadınlardan daha fazla düşkün olmasının temel nedenlerinden birisi, erkeğin risk almaya daha yatkın olması, kadınların ise belirdizlikten hoşlanmaması ve standartları belli ve düzenli bir hayat beklentisi olması. Biraz da zeka faktörü var tabi, akıllı insanın kumarla işi olmaz heralde.
Neyse, bu dediğim gibi çok doğru bir genelleme olmasa da, biraz genişletirsek kadının huzur, sonuç olarak da mutluluk beklentisi olduğunu söyleyebiliriz. Mutluluğun kapsamı değişebilir herhalde ki, erkeklerin kadınları tam anlayamamasının arkasındaki temel nedenlerden birisi de bu beklentiyi tam çözememesi. Çevremde sırf çocuk yapmak için evlenen kadın da var, çocuk yapmayı düşünmeyen, dünyayı gezecem lan ben diyen kadın da. Şimdi bı arkadaşların erkekten beklentisi de farklı olacaktır sonuçta. Birisi sperm bankası tercih ederken, diğerinin banka tercihi gezip tozmasını finanse edecek paranın bulunduğu hesabın açıldığı banka. Ha, çocuk yapıp adamımlan gezecem diyen de var, onun beklentisi bambaşka. Sonuçta ortak nokta mutlu olmak.
Uzun ve anlamsız oldu biraz sanırım yazı, silebilirim her an. Asıl amacım başta yazdığım, yıllar önce bir filmden duyduğum anektodu geçmekti...
Anekdotu da cümle içinde kullanmış oldum, güzel oldu.
Anekdot, antrikotu çağrıştırıyor bu arada.
