1. popülizm, kişilerin veya siyasi otoritelerin halkçılık anlayışı ile toplumu zümrelere ayırarak yüksek zümreye karşı halkı ve alt tabaka sınıfı savunması anlayışıdır. halkçı bir karaktere bürünen popülizm, 1980’lerden sonra giderek daha da gelişme göstermiştir. popülizm, aslında siyasilerin halka indikleri, halkın sorunlarını çözmek istedikleri ve halkın ideolojisini savundukları manada kullanılmıştır. seçkin kitleye karşı halkı ve alt tabaka insanını temsil etmiş olan popülizmin, şirketleşmiş ve kapitalist bir düzene bürünmüş toplumu düzelteceği iddia edilmiştir. genelde hitap ettikleri tabaka halkın alt kesim tabakasını oluşturmuş işçi, zanaat ve çiftçi kesimi olduğu için kullandıkları dil de sade ve yalın olmuştur.

    "zafer toprak'ın tükiye'de popülizm 1908-1923 adlı kitabında ülkemizdeki popülizm tarihini 12. bölümde şöyle anlatmıştır."

    türkiye' de popülizm tarihi

    -- spoiler --


    popülizm düşüncesinin türkiye’deki gelişimi osmanlı döneminde yaşanan ii. meşrutiyet dönemi ile başlamıştır. rusya’da baş gösteren halkçılık düşüncesinin osmanlı tebaasını bir arada tutacağını düşünen yusuf akçura ve ahmed ağaoğlu gibi müslüman entelektüeller bu arayışın farkına vararak popülizm kültürünü osmanlıya aşılamaya çalışmışlardır. osmanlının kurtulmasının tek çaresinin monarşilerin yıkılmasıyla birlikte ortaya çıkan bir halk gerçeği ile mümkün olacağı görüşünü benimsemişlerdir. daha sonra osmanlı devletinin de taraf olduğu cihan harbi ile birlikte türkçülük akımının da önderi sayılan ziya gökalp ile birlikte halkçılık daha farklı bir boyut kazanmıştır. devletin resmi ideolojisi olan popülizm, cumhuriyetin ilanından sonra halkı söylemlerine katarak bu düşüncesini demokratik bir meclis çatısı altında sürdürmeyi amaçlamıştır.

    türkiye’de ortaya çıkan popülizm fikri tabi ki kalıplardan sıyrılmış ve yeni bir boyut kazanmıştır. böyle olması da doğaldır, tarih boyunca ideolojilerin farklı coğrafyalarda farklı şekillendiğine şahit olmuşuzdur. örneğin komünist düşünce rusya’nın güdümünde görülse de etrafımıza baktığımızda marx’ın öğretisiyle doğan sovyet marksizmini, ardından çin marksizmini ve daha da ileri gidersek afrika’da yaşanan marksist ideolojik fikirleri görüyoruz.

    türkiye’de popülizmin iki döneminden bahsedilebilir. ilk dönem entelektüel boyutudur ve tek parti dönemiyle birlikte bu devre son bulur. ilk dönem entelektüel popülizmi kente düşman, köye dost, ulusal değerleri kırda arayan, sınıfları yansıtan dayanışmacı bir popülizmdir.

    diğer popülizm ise çok partili dönemle birlikte gündeme gelmiştir. demokrat parti’den itibaren popülist söylem siyasal yaşamımızla bütünleşmiştir. demirel’in son seçimlerde kullandığı “halkın devleti”, “halkın parlamentosu” ve “halkın hükümeti” çağrıları bu tür popülist söylemin tipik örneği olmuştur. ayrım gözetilmeksizin tüm halkı aynı potada eritmek ve gerçekliği ne olursa olsun, top yekün çözümleyici önlemler önermek “siyasal popülizm”in özelliklerindendir. 1908’den 1950’lere kadar uzanan popülist süreç “entelektüel” ağırlıklı olmuştur.

    20. yüzyılın gelişen ülkelerindeki ulusal hareketler ve demokratikleşme hareketleri her şeyden önce “içsel” bir bakış açısı gerektirmektir. toplumsal-sınıfsal koşulların tanınması ve bu yönelimlerin doğurduğu gerçek sorunların değerlendirilmesi gerekir. bu doğrultuda gelişmenin iç mantığına sahip popülizmin ideolojik geleneğine yönelik olarak gelişen ülkelerdeki ideolojik ve siyasal çevrenin analizi zorunlu gözükmektedir.



    -- spoiler --



    bibliyografya:
    zafer toprak - türkiye'de popülizm 1908-1923
    #56209 no pasaran | 8 yıl önce
    0düşünce akımı