1. içinde doğduğum, büyüdüğüm, kocadığım köy. memleketim.
    ama kadıköy'de uzun süredir büyüyen bir sorun var. her yeri işgal eden yeme içme mekanları. ilk birahaneler açılmaya başladığında ooo ne güzel demiştik. çarşıya renk gelmişti. aradan geçen 10-15 yıllık süreçte kültürel mirasın korunması gereken canlı bir parçası olarak gördüğüm kadıköy çarşısı kaybolup gitti. yeme içme mekanlarına yönelik talep, mülk sahiplerinin ağzını sulandırdı. nesillerdir çarşıda bulunan ve görece az kira ödeyen esnafı tahliye edip ballı kiralarla yeni müşterilere verdiler. çarşının içindeki manavlar, şarküteriler, şekerciler, sahaflar, tamirciler, baharatçılar, sakatatçılar, züccaciyeler, dizi dizi balıkçılar hiçbiri kalmadı. numunelik üç beş dükkan var onlar da gün sayıyor. yemek, içmek, gülmek, söylemek bunlar hayatın tadı tuzu, ama bu konuda hizmet veren mekanların hepsinin aynı noktaya toplanması ve diğer esnafı yok etmesi beni üzüyor. her gidişimde bir yokluk, bir eksiklik. üstelik bu tip mekanların sayısını dikkate aldığımızda arz, talebin üstüne çıkmak üzere. neredeyse yoldan geçen insanın kolundan çekerek oturtup yedirip içirmeye çabalıyorlar. can sıkıcı olan, kadıköy'de yeme içme trendi sona erdiğinde ki bir gün olacak, eski esnaf geri gelmeyecek. o çarşı ölü bir yer halini alacak.
    #51764 laedri | 8 yıl önce
    0ilçe