bu başlık kişiye özel bir başlıktır
-
internetsizlik bir yandan büyük sıkıntıyken bir yandan da böyle bir doğanın içinde yaşarken oldukça keyifli bir hal alıyor, hatta genelde ihtiyaç duyulmuyor. ağustos böceklerinin süper uyumsuz triton ve küçük üçlü aralıklarla beynimi kontrol altına almasını ve yan bahçedeki ekşi sesli, durmaksızın ağlayan çocuğun yarattığı kakafoniyi saymazsak son günlerde stres, kabus, panik atak, depresyon ya da yaşamıma son verme düşüncesi adına neredeyse hiçbir şey yaşamamış olmak, hatta bunlardan kurtulduğumu fark etmek iyi hissettiriyor. doğanın terapik etkisinin hep farkındaydım ve buna ihtiyacım olduğunu da biliyordum elbette ancak iyileştirme hızının bu denli güçlü olması yine de şaşırtıyor.
elimde olmadan yine tam bir yıl önce bu günlerde ne durumda olduğumu düşünüyorum. 23 temmuz... olay gününden itibaren dönüş yoluna kadar geçen 2 aylık sürede her yaşananı gün gün hatırlamak bunları belgeleyebilmek adına iyi elbette ancak bazen hafızamın her haltı en ince ayrıntısına kadar hatırlayabiliyor olmasına sinirleniyorum.
23 temmuz... tam bir yıl önce bugün evimizde dinleme cihazları bulduktan hemen sonra osvaldo'nun evine sığındık, 5 bavul ve 5 kediyle birlikte her santimetrekaresine aşık olduğumuz evimizi kilitleyip tek güvendiğimiz insanın o buz gibi evine gitmek zorunda kaldık... tam bir yıl önce bugün o çok sevdiğimiz arkadaşımız lucia'nın hiç görmediğimiz yaban mersini tarlasının olduğu evine gitmeyi reddettik. bir yıl önce bugün o yaban mersini tarlasında daha önce 3 kişinin, polisin de karıştığı faili meçhul bir cinayete kurban edildiğini öğrendik. bir yıl önce bugün ölüm korkusuyla arkamıza dahi bakmadan kaçtık... tam da bugün o eve gitseydik başımıza gelebilecek sonsuz olasılığı düşünüp yine aldığımız karardan pişman olmuyorum. sadece tek bir cümle yankılanıyor beynimde:
"deja esa casa inmediatamente! y no hables con nadie!"