1. Memlekete geri döndükten bir süre sonra özlediğim yer ama acaba iyi mi yapmışım o sıcakda da durulmazdı diyorum kendi kendime.
    Gerçi gitsem yine salak salak evde oturacaktım.
    Neyse madem başlığına geldim biraz kendi maceramı anlatayım izmirle olan.
    Geçen sene meta sözlükten beni tanıyan tanır zaten, azrael nickiyle yazıyordum orda. İyisiyle kötüsüyle kapandı bitti gitti, hatta biraz boşlukta hissedip üzüldüm falan ama neyse.
    O sene ben hiçbir şey kazanamayıp mezuna kalmıştım. Sene başından beri kavgalara yol açan izmir dokuz eylülü dershaneye ilk gittiğim gün nereyi düşünüyorsuna cevap olarak verdim ve kazandım da. Yani başta neyse sonda da o oldu benim için. Baya azim öyküsü gibi hala kendime inanamıyorum ya.
    Neyse ben zaten lysye baya rahat girmiştim. Sınav da basit çıkınca zaten arada başımızdaki görevli hanımı bile kesiyordum (hoş kadındı be)
    İşte izmir falan sevinçten havalara uçuyorum falan.
    Ben orduluyum aslen. Burda da fındık falan olur yazın. Bahçeye köye gidip toplanır vs vs.
    O sene fındık da az oldu mu 3-4 güne nerdeyse bitirmiştik birsürü bahçeyi.
    Neyse baya yakınken kayıt olmaya diye pederi kandırdık, aslında internetten de oluyordu. Baya para da indiregandiledim.
    Normalde peder birkaç gün için bilet parası hariç 50-100 bir şey atacakken onu 200-300 yaptık yalan dolan.
    Neyse bindim geldim izmire. Yakın arkadaşım otogardan aldı. Kendimi nasıl kaptırdıysam (hani yıllarca anlattılar ya karı kız var ortam var falan filan) kafamda welcome to the jungle çalıyor. Baya baya los angelesdaki axl rose tribine girdim klipteki gibi.
    Neyse abi uykusuzum acım ve tuvaletim var :D
    Ayrıca duş da yapmam lazım. Çünkü afyonda ne kadar götüm donduysa izmirde de o kadar yandı.
    İşte gittik bir yere kır pidesi yedik falan sonra bucadaki eğitim fakültesinin fen binasına geçtik sıra bekliyoruz falan.
    Abi ortam üniversite falan benim libidolar uçtu tabi. Birkaç kızla bir kesişiyorum. Kendime diyorum ki abi ben bir tane bari yaparım diyordum ama bu sene yaşadım galiba falan.
    Neyse ordan şirinyerdeki kafeler senin şu kafe benim derken, sırtımda ilkokuldan kalma çanta var. Cüzdan depozito, kira, harçlık falan tıkabasa dolu. Hatta bir ara çantayı kafede unuttuk falan.
    Neyse ordan konak, ordan vapurla karşıyaka sonra bir burger sonra kordon falan yorulduk haliyle ve deli gibi tuvaletim var hala.
    Kordonun ucunda bu arkadaşımın çocukluk arkadaşı var, zaten aynı evde kalacağız.
    Bunlar yaz okulunda olduğu için kyk'da kalıyorlar. Ama benim kalcak yerim yok. İşte o çocuğun da arkadaşının evi varmış. Oraya geçtik biz tabi. Neyse eve geçtim iğrenç pis öğrenci evinde önce işimi halledip sonra duşa girdim falan. Yorgunluktan öldüğüm halde 1'e kadar uyumadım.
    Neyse işte ev işlerini hallettik falan ben memlekete döndüm. Sonra muafiyet sınavı için birdaha geldim falan.
    İşte bir senem geçti şimdi memleketteyim.
    Ama bir ara öyle bir tiksindim ki izmirden anlatamam.
    Bir kere insanları yapmacık gibi geliyodu. Hala birçoğu öyle geliyor. Birçoğu moderniz ayağına boş laf ustası. Ne kadar gelenekçiliğe olan nefretim olsa da yetiştiğim yerle mi alakalı bilmiyorum ama birçoğu gavat. Evet kelimenin tam anlamıyla, kadınıyla erkeğiyle gavat.
    Çok ilginç tipler tanıdım orda ve ağzına kürekle vurmak istedim. İzmirde ama en çok yetişme yerlerinin farkını öğrendim.
    Ordaki ingilizce hocam ile annemin yaşları yaklaşık ama ikisi de bambaşka hayatlar yaşamış. Sonra oradaki çocukların hepsinin o yöresel olmayan ama salon çocuğu kibar konuşmasına bazılarının gıcık oluyordum.
    İzmirde bir de şeyi iyi gördüm. İki ucun da ne kadar boktan olduğunun.
    Mesela bizim buralar ne kadar çomarsa orası da o kadar geniş. İşte bu genişliklerinin sınırı yok ve dünyadaki gerçeklerden bir haber rahat hayatları ile politika yapıyorlar ona sinir oluyordum.
    Taşra hayatın ve geniş lüks hayatın ekstremlerini birebir görünce ikisinden de bir bok olmayacağına kanaat getirdim.
    Taşrada kadın ne kadar köle gibi, seks objesi gibiyse izmir gibi yerlerde de o kadar orta malı. İsteyen alıyor gibi.
    Bir de son sözüm izmirin ege iklimi olmadığı yönünde. Amk yeri bildiğin karasal.
    Ben metrelerce kar olan yerde dört sene lise okudum ama arkadaş bu nedir be. Hayatımda bu kadar üşümedim ben. Evde klima da çalışmıyordu elektrikli soba aldık maşallah fatura her ay 300 400e vuruyordu.
    İzmire dönünce en sevmediğim olay o olacak muhtemelen.
    Neyse izmir hakkında daha çok anlatırdım ama başım ağrıdı yeter :)
    Tamamen subjektif yorumlarımdır.
    #49353 robert frippin sandalyesi | 8 yıl önce (  8 yıl önce)
    0şehir