bu başlık kişiye özel bir başlıktır
-
düşünüyorum da... son 7 yıldır aynı yerde altı aydan fazla sabit kalamamışım ben. bu süre içerisinde evimi bavuluma ya da sırt çantama sığdırabilecek kadar küçültebildim, bir nevi kaplumbağa gibi evet, bunu başardım ve "evim" olarak adlandırdığım yerin yalnızca bavulumdaki kirli eşyalarımı yenileriyle dolduracağım bir checkpoint'e dönüşmesine şahit oldum. bir yandan üzücü ama bir yandan da bir yerlere ait olma zorunluluğunu hayattan komple çıkartmak tarif edilemeyecek bir rahatlama sağlıyor kişide...
üzücü olan kısmı, ayaklarımı doya doya uzatıp günlerce keyif yapabileceğim bir rahatlık sergileyemiyor olmanın eksikliği sanırım. ev nedir? psikolojik anlamda kişinin kendini en güvende hissettiği yerdir. ve zaman çizelgesinde 7 yıl kadar geriye gittiğimde gerçekten bir evim olduğunu, sabit bir hayatı ancak o kadar gençken yaşayabildiğimi ve kendini güvende hissetme duygusunun uzun süredir bana ve bavuluma pek yakın olmadığını keşfettim. ben hep gitmeye hazırdım ve o bavul hiçbir zaman boş kalmadı...
ve yine gidiyorum, yine bilinmeze, yeni maceralara ve en önemlisi sevdiğime kavuşmaya, özgürlüğe!