kahve'nin menşeinin kuzey afrika ya da arap yarımadasının güney bölgeleri olduğuna dair tevatürler var, net bilgi yok. bizim türküler der ki "kahve yemen'den gelir". youtu.be/... kahve osmanlı döneminde çok tüketilen bir içecektir. kahvenin menşeine en yakın ve en büyük güç olan osmanlı bölgeyi ele geçirdikten sonra osmanlı topraklarının her yerinde hızla yayılan bir içecek olur kahve. sonra batı'ya yapılan seferler var tabii. avrupa kahveyi bu seferler neticesinde tanır. uzun yıllar boyunca kahve avrupa'da değerli ve lüks bir tüketim maddesidir. avrupa'nın iklimi kahve tarımı için uygun değildir çünkü. topraklarında yetişmez, osmanlı üzerinden satın alınır.
sonra bir gün çılgının biri sürekli batıya giderse hindistana ulaşabileceği hayaline kapılır. uzun uğraşlardan sonra ispanya kraliçesini ikna eder ve onun verdiği üç gemiyle yola çıkar. sonrası malum. koloniler devri. bu kolonilerin iklimi avrupada yetişmeyen kahve, pamuk ve şekerkamışı tarımı için uygundur. ekecek dikecek adam lazım ama. gelsin köleler. bir dönem boyunca kahvenin ve içine atılan şekerin bedeli çok ağır olmuştur. kimin umurunda, avrupa artık sınırsız miktarda kahveye erişebilir, kahve lüks olmaktan çıkar, çeşit çeşit pişirme biçimleri icat edilir.
kahve amerikan içeceği olarak bilinir genelde. amerika'nın bağımsızlık mücadelesinin başlangıcıyla ilintilendirilir bu durum. bir ingiliz kolonisi olan amerikada ahali ingiliz geleneğini sürdürüp çay içmeyi tercih etmektedir. ve fakat çay ingiltere üzerinden gelir kıtaya ve vergisi çok ağırdır. 1773 yılında boston tea party olayı yaşanır. ingiltere'den gelen gemilerdeki çay yükü denize dökülür ve amerika çaya küser. ellerinin altında kahve vardır. kahve içerler ve içmeye devam ederler..
osmanlı'nın kahve içme adeti, yakın zamana kadar kesintisiz devam etmiştir. 1970'li yıllarda türkiye'de yapılmakta olan afyon tarımının durdurulması talebi gelir amerika'dan. ecevit bunu reddeder. gelsin ambargo. ambargo ile birlikte dışarıdan gelen her şey piyasadan çekilir. kahve de. kahve tiryakileri çok sıkıntı çekerler. kahve yoksa çay var. o sıralar memlekette çay tarımı başlayalı 40-50 yıl kadar olmuştur. herkesin tüketebileceği miktarda çay vardır. çay hunharca kahvenin tahtına çöreklenir. kahvehanelerde çay satılmaya başlar. ambargo kalkıp kahve geri döndüğünde çoğunluk çaya alışmıştır artık. daha ucuz, daha zahmetsiz, iç içebildiğin kadar. kahve yalnızca eski alışkanlıklarına bağlı kalan yaşlı neslin içeceğidir ambargo sonrasında. 1980 sonrasında yapılan ekonomik düzenlemeler her türlü tüketim malzemesinin ve zincir üreticilerin yolunu açar. kahve zincirleri de bu fırsatı kaçırmaz, gelip türlü pişirme usülleri, afrikadan güney amerika'ya dünyanın çeşitli yerlerinde yetişmiş kahve çekirdekleriyle piyasayı domine ederler. kimilerine göre artık kahve içmek bir tür züppelik olarak görülmeye başlar. kahvenin bu güne kadarki serüveni bu. sonrasında neler olacak yaşayıp göreceğiz.