1. sanıldığından daha yaygın bir psikoseksüel bozukluk/hastalık/sapkınlık (çok hassas bir konu olduğu ve uzmanlar arasında da görüş farklılıkları olduğu için tanımı size bırakıyorum).

    komşumuz, akrabamız, iş arkadaşımız hatta ailemizden biri pedofil olabilir. pedofilinin eğitim seviyesi, gelir düzeyi, sosyal statü, cinsiyet ya da başka bir parametreyle bağı yoktur. herkes pedofil olabilir. ancak büyük bir çoğunluğu erkektir ve kadınlarda nadiren görülür. muhtemelen bu durum kadınlardaki annelik içgüdüsüyle açıklanabilir.

    dediğim gibi her gün konuştuğumuz, selamlaştığımız insanların içinde pedofillerin olması mümkündür. çünkü pedofili doğuştan gelen ve çocukluk döneminde şekillenen, kişinin istemdışı sahip olduğu seksüel düşünce ve dürtüleri kapsar. kişi elinde olmadan çocuklara karşı cinsel istek duyar. beyinleri, pedofil olmayanlardan farklı olarak, çocukları koruma güdüsüyle çalışmaz, onları cinsel uyaran olarak görürler. çevremizde aslında pedofil olan kişilerin pedofil olduğunu bilmiyor oluşumuzun nedeni, ya henüz eyleme geçmemiş olmalarından ya da henüz eylemlerinin farkedilmemiş olmasından kaynaklanır. çünkü her pedofil cinsel istismar gerçekleştirmez ( çok küçük bir kısmı da olsa). kendini bu anlamda baskılayan, çok zor da olsa eyleme dökmeyen pedofillerin de mevcut olduğu hatta içlerinde tedavi olmayı talep edenlerinin ya da yaşadıkları vicdan azabı ile intihar edenlerin olduğu bilinmektedir.

    kişinin böyle bir bozukluğa sahip olmasının bir çok farklı nedeni olabilir. insanın, canlılar içindeki en tehlikeli ve kusurlu tür olarak bir çok farklı sapkınlığa zihinsel olarak açık olduğu zaten bilmediğimiz bir şey değil. ancak burda asıl önemli nokta kişinin bunu eyleme döküp dökmediğidir. bu demek değildir ki pedofiliyi mazur görelim. söylemek istediğim kişinin elinde olmayan sebeplerle sahip olduğu bazı bozuklukların onların suçu olmadığıdır ancak bu sebeplerle bir canlıya zarar verirse o zaman durum psikolojik, sosyal ve yasal olarak mutlaka değerlendirilmeli ve gereken ceza, yaptırım, tedavi vs. uygulanmalıdır. sonuçta bir takım bahanelerin arkasına sığınarak ahlaki ve legal olmayan eylemlerimizi meşrulaştıramayız.

    peki pedofilinin tedavisi var mı? bu konuda da farklı görüş ve yöntemler var. genel görüş tam olarak tedavisinin olmadığıdır ancak kısırlaştırma ( cerrahi ya da kimyasal kastrasyon) yöntemiyle kişinin zararsız hale getirilmesi sağlanabiliyor.

    sonuç olarak, her ne kadar bizler bu durumdan tiksinerek, kahrolarak bahsetsek de pedofil olmak suç değil, bu düşüncelerin eylemselleştirilmesi suçtur. öyle ki dünyanın en ağır suçudur ve cezası da en ağır ceza olmalıdır. hatta idam karşıtı olmama rağmen bu suç için istisna olabileceğini de düşünenlerdenim. çünkü bir kez bu suçu işleyenlerin fırsat bulduklarında tekrar yapacaklarını ve davranışlarını kontrol edemeyen bu insanların yaşama herhangi bir katkı sağlayamayacaklarını, yokluklarının varlıklarından daha iyi olacağını düşünenlerdenim. korunmaya muhtaç, kendisini tam olarak ifade edemeyen bu masum canlıların zarar görmesindense bir pedofilin zarar görmesini tercih ederim elbette.

    yazımın sonunda pedofiliye ve diğer istismar suçlarına karşı çocukları nasıl koruyabileceğimizle ilgili bir kaç tavsiye paylaşmak istiyorum.

    - öncelikle çocuklarımızla iletişimimiz çok sağlam olmalı. her şeyi bizimle konuşabileceklerini, onlara güvendiğimizi ve bizden korkmamaları gerektiğini bilmeliler. onlara bakmakla yükümlü kişiler olarak her koşulda destekçileri olduğumuzu net bir şekilde bilmeliler ki bir gün olağan dışı bir durumla karşılaştıklarında bizlerle paylaşabilsinler.

    - çocuklara özel bölge dediğimiz bölgeler öğretilmeli ve bu bölgeleri kimlerin görüp dokunabileceği çocuğa öğretilmelidir. ebeveyn dışında -ki onlar için de sınırlar var- eğer küçükse okulda tuvalet ihtiyacını giderirken öğretmeni ve aile gözetiminde doktorlar. bu kişiler dışında akrabalar, arkadaşlar, komşular vs. hiç kimse dokunamaz. maalesef bu tür vakalar genelde aile içinde ya da yakın çevrede gerçekleşir. ( ensest de sanıldığından çok daha yaygın bir problemdir.)

    - eğer ki çocukların bu özel bölgelerine dokunulur ya da çocuk istemediği herhangi bir şeye zorlanırsa (bu karşı tarafın hiç bir kötü niyet içermeyen davranışları için de geçerli) yani çocuğun kişisel alanı ihlal edilir ve rahatsız edilirse çekinmeden hayır diyebilmeli gerekirse sesini yükselterek karşı taraf uyarılmalıdır çocuk tarafından.

    - çocuklara tanımadığı kişilerle konuşmaması ve birlikte bir yerlere gitmemesi gerektiği öğretilmelidir.

    - özellikle toplumumuzda çok sık karşılaştığımız bir problem de tanıyan tanımayan iyi ya da kötü niyetli herkesin çocukları zorla öpmeye, sevmeye çalışması. karşı tarafın iyi niyetli olması; yok efendim dedesi, amcası, teyzesi vs. olması, çocuğun çok sevimli olması ya da her karşılaşmada öpüşme, sarılma gibi saçma geleneksel ritüellerin olması bu kişilere bu hakkı vermez. çocuk istemediği hiç bir davranışa zorlanamaz. ayrıca yılışık bir şekilde çocuğu sevmek, çocukta "demek ki herkes beni bu şekilde sevebilir" algısı yaratabilir. o yüzden bu tarz durumlara çocuk yapamıyorsa aile müdahale etmelidir. "ayıp olur mu?" kaygısı güdülmemelidir. bizim ayıpla, günahla işimiz yok, çocuğumuzun güvenliği ve mutluluğu önemli olan.

    - aile çocuğu sürekli olarak gözlemlemeli, içine kapanıklık, utangaçlık gibi psikolojik ya da fiziksel bir problem tespit edilirse mutlaka bir uzmana danışılmalıdır.

    - aile içi şiddet, eşler arasında geçimsizlik gibi durumlar çocuğu aileden uzaklaştırabileceği için bu tarz durumlara sebebiyet vermemeli, çocuğu bu etkilere maruz bırakmamalıdır.

    - etrafta çocuklarla fazlaca ilgilenen kişilerin tespitinde mutlaka bu kişilerle ilgili araştırma ve gözlem yapılmalıdır.

    - eğer ki çocuk bu bilgileri verebileceğimiz kadar büyük değilse o zaman çocuğa bakmakla yükümlü kişiler olarak çok daha dikkatli ve özenli olmak gerekmekte. hatta dozunu kaçırmamak kaydıyla bir miktar paranoya bile işimize yarayabilir. iş işten geçtikten, canımız yandıktan sonra "keşke" demek işe yaramıyor çünkü.

    pedofili ve çocuk istismarı hatta çocuk haklarıyla ilgili söylenecek, konuşulacak çok şey var aslında. bugünün duygu yoğunluğuyla bu kadar olsun artık. umarım tüm çocuklar haketttikleri gibi çocuk masumluğunda ve huzurla, mutlulukla büyürler. çünkü bir onlar kaldı umuda dair.
    #34286 petra von kant | 8 yıl önce
    0kavram