1. ana haber bülteni oldukça iyi olan, 'ın 2017'de kurduğu kanal. önceki adı da "kültür türk"'müş, hiçbir fikrim yok. akşam ana haber bülteni'ni sunan 'ı az çok 'dan bilirsiniz belki. bugünkü ana haberde söylediklerini ben günlerdir hiçbir kanalda duymadım, görmedim.

    taylan, imamoğlu'nun ifadesini ve hem terör hem de mali suçlarla ilgili dosyalarda kendisine sorulan soruları özetledi bugün. gırla savcının adı var bu iddianamelerin altında, biliyorum ama hepsinin birden bu kadar hukuk terk olması akıl alır gibi değil. aklımda kaldığı kadarıyla yazayım, aynı zamanda da internette link kovalayayım, bu girdi de tele1'in başlığının altında kalsın ki, dikkat çeksin. edit: şurada ilk emniyet ifadesinin tam metnine ulaştım. siz de okumak isterseniz diye ekleyeyim. anadolu ajansı da benzer bir haber paylaşmış ama bu daha iyi.

    1- mali suçlarla ilgili kendisine sorulan sorular da, gizli tanık ifadeleri de berbat. gizli tanıkların söylediklerinin hepsinin "birinden duymuştum, biri bana böyle anlatmıştı" olması zaten doğrudan iddianameyi sakatlar. bunun dışında, ihalelerdeki yolsuzluk hususunda da, önceden sürekli ihale alan ama imamoğlu döneminde ihale kazanamamış firmaların şikayet ettikleri de sorulmuş. "denetlemeden geçmeyen bir ihale yapmadık biz belediye olarak" demiş. kamu zararı kısmı da çok komik. 10 küsur yıl önce misalen 40 milyon liraya verilmiş bir projenin sözleşmesinin yenilenmesi gelmiş. aradaki 10 yıllık her türlü fark hesaplandığında 400 milyon lira çıkıyor. soru şu: "neden 350 milyon liraya sözleşmeyi yenilediniz?". kendisi de "diğer ihalelerde de masrafları kıstık, bazı kısımları belediye bünyesinde yaptık. böylece daha az miktara sözleşme yenilenmiş oldu". yolsuzluk suçlamasının geneli bunlarla dolu. arada murat ongun'un ve yanındaki birçok kişinin 2019-2023 arasındaki hts kayıtları ile de "bu insanlarla bilmem kaç yılda 500 küsur kere ne konuştunuz? tek tek içeriklerini anlatın" falan denmiş. yolsuzluğu belediyenin başındaki insanların kurduğu bir şebekeye bağlamanın baya kötü bir yönlendirmesi bu. ihale mevzularıyla ilgili açık açık suçlayıcı haber yapmış olan anadolu ajansı'na da yazıklar olsun. beylikdüzü'ndeki 12 günlük ihale, reklam ünitelerindeki zararlar zaten sürekli dönüp dolaşıp aynı yere bağlanan sorular olmuş. tam metindeki hallerini alabilseydiniz bari özet haberinize.

    2- terör soruşturması ise daha da kötü hazırlanmış. burada biraz açıklama yapmam lazım çünkü ben de bilmiyordum böyle şeyleri, size de öğrendiğim gibi anlatmam lazım.

    hdk denen bir oluşum, bu terör soruşturmasının kilit kısmı. hdk, "halkların demokratik kongresi" adıyla 2011'de kurulmuş, o dönemli adıyla bdp ile dirsek teması bulunan, birçok şehirde kongre düzenleyen, genellikle kürt haklarını falan savunan, tamamen legal bir yapı; hatta bence büyük bir stk. pkk/kck soruşturmasında da adı geçmiş ama aklanmıştı. hdk'nın eş başkanlarından biri , imamoğlu henüz gözaltına alınmadan önce, şubat ayının sonlarına doğru, hdk ile bağları oldukları şüphesiyle tutuklanan 50 kişi için adliye önünde habercilere açıklama yapmıştı: haber . hdk bütün baskılar ve bu tutuklamalara rağmen sürekli şunu dedi: "biz terörizm değil, barış savunuyoruz. bütün açıklamalarımız bu yönde. hiçbir zaman da terörle ilgili bir suçumuz karara çıkmadı". şimdi, hdk ile imamoğlu'nun ilişkisi de şu: hdk'dan birkaç yetkili ile imamoğlu'nun görüştüğü bilgisi var. bu görüşmeler telefonda ve yüz yüze olmuş. hdk'yı savcı ya da savcılar iddianameye kendi kafalarına göre, hiçbir kesinleşmiş karar olmaksızın "pkk/kck uzantısı" olarak eklemişler. yani, herhangi bir stk'yı bir iddianamede konu alarak "terör suçlaması" yapmakla aynı şey bu. devamındaki suçlamaların hemen hemen hepsi hdk ile ilgili. beştaş'ı önceden tanıyıp tanımadığı, hdk'nın kongre ve sempozyumlarına gidip gitmediği falan sorulmuş. en garibi de, bu terör suçlamasının bir yerinde imamoğlu'na, ibb'ye kayyum atanıp ali yerlikaya koltuğa oturduğunda işe alınmış, sonradan pkk bağı ortaya çıkmış işçileri "neden kendisinin işe aldığı" sorulmuş. hatırlarsınız; süleyman soylu ile imamoğlu arasında günlerce bu tartışma sürmüş, soylu "tabii ki araştıracağız" dedikten sonra bir anda tüm gürültü patırtı sona ermişti. bunun nedeni, yerlikaya döneminde işe alındıkları ortaya çıkanlar işte. terör suçlaması baştan sona falso bence. sanırım chp'ye kapatma davası açabilmek için bir yan yol çizdiler bunu ama baya kötü bir yerden başlamışlar.

    şimdilik bu kadar yazayım, yoruldum. imamoğlu ve ibb dosyalarının savcılarının yazdıkları iddianamelerin tam metnine erişmek isterdim. medyaya bu konuda henüz net bir şey servis edilmemiş. sadece duyumlar, içeriden bilgiler falan var ama bu yukarıdaki sorular baya açık açık ortada işte. bunlar soru ise ve iddianame ile bağlantılı olmak zorundaysa, o zaman iddianamenin de nelere göre hazırlandığı da az çok ortaya çıkıyor aslında. ben gene de gg olabilecek her şeyi değiştirip öyle yazdım size. yukarıdaki linkteki tam metni zamanınız olduğunda okumanızı da öneririm. ülkede pratikte işleyen hukuku en iyi böyle pratik örneklerle anlayabilirsiniz zaten. teorik bilgilerle görmediğiniz pratiği sorgulamak, yoğun sis altındaki yolda yürümeye ya da araba kullanmaya benziyor bence. en azından hukuk açısından böyle oluyor bu ülkede. o yüzden, bilmem kaç yüz sayfalık ifadeleri, iddianameleri okumadan yorum yapmak baya kötü görünüyor. fikir vermek/sunmak ok ama "şu şu sebeplerle tutukluluğu isteniyorsa, zaten yatacak bunu bu adam" gibi beyin ölümü içeren açıklamalara siz de prim vermeyin. ben yazdıysam, beni de görmezden gelin hatta.
    #295704 lake of the hell | 2 gün önce
    0televizyon kanalı