Alt takımlar henüz işlevini yerine getiremiyor, kan beyin ve kalbe pompalanıyor, hiçbir beklenti ve rasyonel karşılığı yok. Seviyorsun lan negzel...
İlkokul 1'deyken benim de vardı böyle bir aşkım. Hala gözümün önüne gelir arada çok tatlı bir kızdı. Ben sınıfın çalışkan çocuğu idim, o da sınıfın en güzel kızıydı. Yıl sonu müsamerelerinde pamuk prenses ve yedi cüceler oynayacaktık, öğretmenimiz onu prenses beni de prens seçmişti. Hikayeyi bildiğim için ilerleyen süreçte onu öpeceğimi biliyordum ve çok heyecanlıydım. Sonra bir darbe ile hikayenin seyri değişmişti ve ben onu öpememiştim. Kısmetim orada direkt kapanmış demek ki*
İkinci sınıftayken sınıf başkanlığı seçimlerinde ikimiz de aday olmuştuk. O seçilmişti. İlk siyasi mağlubiyetim sevdiğim kişiden gelmişti. Ama en çok oy alan ikinci kişi olarak sınıf başkan yardımcısı olmuştum. Artık 2-b sınıfını birlikte yönetiyorduk. (bkz: good old days) bir yıl boyunca bir sınıfın yönetimi tümüyle elimizdeydi. O cumhurbaşkanıydı ben başbakan. Liderimiz o idi ama hükümetin gidişatını ben belirliyordum. Her akşam başım ağırırdı işten güçten, bebe aspirini içerdim...
Ailesi zengindi onun. Dördüncü sınıfta okuldan alıp koleje vermişlerdi. Sonra onu yıllarca hiç görmedim. Yıllar sonra lisedeyken okul dönüşü otobüste denk gelmiştim. Ben onu görünce tanımıştım ama o beni görmüş müydü fark etmedim. Yıllar önce koca bir sınıfın kaderini belirleyen iki güzel insan, o gün 503 hat numaralı otobüsün içinde birbirine bir kez daha denk gelmişti. Ancak ne o saf ve temiz duygular kalmıştı yüreklerde ne de kan gideceği yeri seçebiliyordu...
İşbu başlık @son kurtadam tarafından ukde olarak kaydedilmiş, saf ve temiz duygularını ilkokul aşkıyla tüketmiş laz bir silah kaçakçısı tarafından doldurulmuştur.