yayınlanmış bütün bölümlerinin sonunu getirmeden bırakmak ve bir süre kendi kendine düşünmek gereken animasyon serisi.
başlığı açarken baya övmüşüm. överken de biliyordum bir yerde patlayacağını çünkü dizilerin hepsi aynı boktur. bir yerde sizi bağlar; bir nosyona, bir fikre, bir amaca, bir karaktere, bir adalet duygusu kırıntısına, ufacık bir hümanizm belirtisine. sonrası ise bilmem kaç sezon, onlarca saat sürüklendiğiniz hayal dünyası güçlendiricisi olur. eh, primal bu konuda biraz daha farklı bir zihin matematiği güdüyor ama sonucu aynı yere bağlanacakmış gibi hissettiğim için son 2 bölümü bıraktım. eksilerini yazayım, toptan 2 girdiyi okuyanlar olursa akıllarında bi' şeyler belirmiş olsun. spoiler yok, korkmayın.
-1: genndy tartakovsky primal'ı kurgularken, henüz ilk bölümlerde bile 2. sezondaki saçmalıkları hayal etmemiş. bunu anlayabiliyorsunuz. hatta, hotel transylvania'nın filmlerinden biriyle neredeyse aynı anda bu iş kucağına düştüğü için pek de zaman bulamamış. ilk sezondaki ilkellikle şu an hali hazırda bulunan 20 bölümün tamamını kıyaslamak yersiz. gene de, 2. sezondaki tarihsel yanlışlara bakıp da "adam sıçmış" demek de baya kolpa kaçacak. çünkü tartakovsky'nin size alternatif bir geçmiş, hayali bir tarih anlatısı gösterdiğini unutmamanız lazım hiçbir zaman. ben özellikle 2. sezonun çoğu yerinde bunu unutarak elimdeki bardağı ekrana fırlatacak noktaya falan geldim, ki bu yüzden dizi izlemiyorum zaten. ancak, adam size "neandertal de olsa, herkesin bir hayat amacı var. bunu kendisi belirler, başkaları bu amaca onu itekler, köle gibi bu amaca saplanır, kalır; fark etmez. bir yol var ulan!" diyor aslında. bunu kavramak, sizi gerçeklikten uzaklaştırdığı gibi, dizinin özellikle ilk sezonunda "ben ne izledim o zaman?" diye de sorduruyor aslında. bence dizinin en büyük eksisi bu: madem alternatif ve gerçekçi bir geçmiş izliyorduk, neden 2. sezonla birlikte manipülasyon dehlizlerine balıklama daldık?
-2: dizinin wiki sayfasında bütün bölümlerin özetleri var. izlemeden bakmayın, izledikten sonra ise kesinlikle okuyun bölüm bölüm. tartakovsky'nin özellikle ilk sezonda bahsettiklerinin %80'inden fazlasını anlamanız mümkün değil, bunları okumadan. bunlar 2. sezona aktarılan şeyle değil tabii ama neandertalimiz olan spear'ın iç dünyası ile ilgili devasa bilgiler anlıyorsunuz. ama 2. sezondaki siyasi ve tarihi manipülasyonu ne rusya'nın zamanında novgorod olarak kapladığı coğrafyaya ne de ingilizler ve slavların zamanında yaptığı barbarlıklara değinmeden anlatmak baya eksi benim gözümde.
-3: ilk ekside amaçtan bahsetmiştim. spear'ın ve fang'in (kim olduğunu bölüm bölüm izlerken wiki'den okuduklarınıza göre kendiniz anlayın, spoiler yok dedik) birlikteliğinin nedenselliği ilk sezonda nefis kotarılmıştı. gene amaçsızlık ve amaçların genelliği üzerinden ilerliyordu ama ilk sezonu böylece geçiştirebiliyorduk. 2. sezon ise, özellikle spear'ı dünya'nın merkezine koyup sonrasındaki "gerçek" tarihle ilgili de korkunç ipuçları ortaya koyuyor. ben bu noktada tartakovsky'nin rick and morty'den fena halde etkilendiğini düşünüyorum ama yanlış yönde. şöyle ki; rick and morty'nin paralel evren mantığı primal'daki spear'ın üzerinden gerçeğe dönüştürülmeye çalışıldığında, hem batı toplumlarının tarih anlatısı hem de doğu toplumlarınınki arasındaki korkunç farklılıklardan ötürü havada kalıyor. yani; spear paralel bir geçmiş oluşturuyor, evet ama aynı zamanda binlerce miti de yok ediyor; hem de haklarında tek bir kelime söylemeden. özellikle vikingler, slavlar, araplar, yer yer çin civarındaki halklar bu tarihi anlatının köşesindeki kötü karakterler olarak gösterilip geçiyor. e be aga, ilk sezondaki spear'ın olgunlaştığını ve tarihi olaylardaki etkisini az ya da çok fark etmeksizin anladığını nasıl ve ne zaman gösterdin bize? göstermedin çünkü. bu kısım çoğu reddit ve quora post'unda da tartışılmış. tartakovsky'nin hep sonraki bölümlere yem atan bir "pr bitch" olduğuna dair güçlü kanıtlar da mevcut bence. o zaman "3. sezon onayı 1 buçuk yıl önce alınmışken, nerede ulan bu sezon?" diye böğürmek gerekiyor belki de.
-4: dizinin gore dozu ilk sezonda ilkellikle birleşen konularda nefis bir eklenti oluyordu, pastadaki krema gibi. ama 2. sezonda bu iş artık şuna dönüşmüş: "ben size kan gösterdiğime göre, bi' yerlerde bi' sıkıntı var demektir. algılarınızı kontrol edin". üzgünüm ama elin neandertalini, kendisi henüz aklının içini hiçbir şekilde bilmezken, ben neden sorgulayacağım? hem de gelecekte yapacağı aksiyonlar üzerinden, he mi? meh.
tartakovsky keşke bu diziyi ilk sezonla birlikte bıraksaymış. hem spear'ın mekanları, çevresi, hayat alanı çeşitli değildi hem fang'in halet-i ruhiyesinden bize ne idi hem de mira'nın gereksizliği izleyenleri şartlı refleksle birlikte boğmuyordu. 2. sezonu ile birlikte buram buram para kokusu aldım ben. umarım sizde böyle işlemez. en azından ilk sezon ile 2. sezon arasındaki farkları yazacak kadar izlemiş olursunuz diziyi. izlerseniz de yazın, kulzos yok olmanın eşiğinde bir yer olarak kalmış olsa bile.