ülkedeki yetişkin ve çocukların büyük kısmının günlük olarak kullandığı ilaç türü. ilaç değil, ilaç türü, evet. antibiyotik nasıl bir tür ilaç değilse ve "agumentin" diye okuduğunuz augmentin nasıl bir tür ilaçsa, antidepresan da bir ilaç değil, ilaç çeşidi.
hem yakın çevrem hem de iş güç, ortak arkadaş grubu falan derken günlük olarak iletişim kurmak zorunda kaldığım insanlar arasında herhangi bir antidepresan kullanmayan yok gibi artık. yaşı 40 civarına gelmiş olanların da sağlık sorunları artık görmezden gelebilecekleri düzeyden çok yukarıda, çoğu ağrı kesici, antibiyotik ya da antihistaminik ilaçların kucağında bir hayat yaşıyor. gene aynı yaş grubunun ana babaları ise, en azından pandemiden beri günde bir avuç ilaç yutarak yaşadığını zannediyor.
zamanında antidepresanları kullananlarla kendimce çok dalga geçmiş olduğuma üzülüyorum şimdilerde. insanlar bu ilaçları duygu durum bozukluklarını tedavi için düzenli göründükleri doktor tarafından verildiği için yutuyor. olay sadece depresyondan uzak durmak ya da içine girildiğinde iyice dibi görmeden nefes alabilecek kadar yukarıya çıkmak değil. bunu dışarıdan bakan biri olarak bu kadar geç görebildiğim için de yer yer pişman oluyorum. özellikle günü gününe uymayan, ilaçlarını aksattığında kendisini dış dünyaya tamamen kapatan insanları çok zorlayan biriydim ben. "hadi olm gel, bi' iki bi' şeyler içek, konuşak, dertleşek" diye diye milletin başının etini yerdim. sanırım pandemi beni de fena etkilemiş, şimdilerde değiştiğimi anlayabiliyorum. artık birkaç aramaya ve mesaja geri dönmeyen insana ısrar etmiyorum, arayıp sorma tacizimi devam ettirmiyorum. en az 4 yıldır görmediğim, haber bile alamadığım insan dolu çevremde böyle ama aklıma geldiklerinde elim hemen telefona gitmiyor, "aramak isterlerse ararlar" diyorum. telefon numaram neredeyse 20 yıldır aynı, hayatımın son 10-15 yılını aynı çevrede geçirdim. şu sözlükte aktif olarak kalmış 3-5 kişi arasında bile izmir'e gelindiğinde en kolay aranıp bulunabilecek insanım. bu gece yattığımda ölüp gitsem, haberini ilk siz alırsınız herhalde, elinizle koymuş gibi. o yüzden arayan değil, "aranılacaksa yeri sabit kalmış olan" safımda rahatım bir süredir.
antidepresanları içmek zorunda olan insanları biraz salmak lazım. hele ki çocukluklarından beri ilaç kullanan, yaşı benim neslime yakın insanları ise, benim yukarıda yaptığım gibi bir tavırla değerlendirmek gerekiyor çünkü bazen en yakın arkadaş, akraba, sevgili, eş bile olsanız, bir yerden sonra etki edemiyorsunuz bu insanlara. onları sık sık darlamanız da sadece onlara zarar oluyor, siz de içten içe "ne göt insan lan bu" diyerek kızıyorsunuz haksızca. benim bunu anlamam neredeyse 40'larımda oldu. sizde umarım daha erken devreye girer bu "siklemiyor gibi görünüyorum ama aradığında ulaşabileceğin kadar yakınım" butonu.