tarihinin belki de en iyi kadrolarından birisiyle 4'te 4 hedefiyle çıktığı yolu 4'te 0 ile tamamlayan gönlümün efendisi. artık yapacak bir şey yok elbet ama neden böyle olduğu hakkında iki satır bişiler yazayım.
birinci sıraya bu ligde adil bir rekabet ortamı olmadığını koymayacağım. bu ligde kimin kayrıldığı zaten son derbi maçında ayan beyan ortaya çıktı. arda kardeşler isimli lejyoner gereğini yapmaya çalıştı ama başarılı olamadı. ligin geneline baktığımız zaman ise pendik gibi sahibi galatasaraylı takımların, ankaragücü gibi hocası sözde fenerli özde galatasaraylı takımların, samsunspor gibi hem sahibi hem de bünyesinde bolca galatasaraylı barındıran takımların canları isteyince nasıl oynadığını, canları istemeyince faul bile yapmadıklarını gördük. galatasaray'dan 5 yiyince neredeyse horon tepecek olanların fener'den 3 yiyince sahaya akın ettiklerini gördük. ama bunların zerre önemi yok çünkü geçen sezon da olduğu gibi ben rakibine karşı ne oynadın ona bakarım. çünkü herşey aynı kalsaydı ve sen rakibini her iki maçta da yenseydin sonuç değişecek miydi ona bakarım.
gelin bakalım, gs ligi 102 puanda, fener 99 da bitirdi. evet senin evindeki maçta yine lejyoner bir hakem seni fred gibi senenin en iyi oyuncusundan mahrum bırakmıştı. ancak onun eksikliğine rağmen biraz cesur olsan gs'ı kendi evinde yenebilir miydin? soru bu. deplasmanda 10 kişi ile gösterdiğin performansın yarısını göstersen kendi evinde o maçı kazanabilir miydin? bence cevabı evet, kazanabilirdin. peki ligde olan biten her şey aynı kalsaydı ve sen gs ile birer puan paylaşacağına 3 puan alsaydın durum ne olurdu. gs 101 puan, fb 101 puan ve fenerbahçe şampiyon.
demek istediğim, evet sistemin pek çok aktörü fener'e karşı. ancak senin sistemin tüm aktörlerini yenebilecek gücün vardı. kullanamadın. çünkü hocan korktu. hocan panikledi. hocan saçma sapan tercihlerde bulundu. ve sen şampiyon olamadın. işin en acısı, son yaptığı açıklamada hatam yok diyor. evet yok hocam, benim hatam. trabzon'a tarihi puan farkı attım ama evimde 3 yedim trabzondan. benim hatam. kaç tane maçın ilk yarısını zajc ve krunic sevdasıyla piç ettim. benim hatam. takımın gole ihtiyacı varken, sezonun en skorer isimlerini tek tek kenara aldım. benim hatam. bunları sen yapmadın, ben yaptım.
gelelim türkiye kupasına. yüzyılın en iyi gs kadrosu diyen gözü yaşlı sözde fenerli emre'nin süper ligden düşen takımından 3 yedin. neden? zajc ve krunic sevdası yüzünden. ben açıkçası bunu kupadan elenmek için yapılmış bilinçli bir tercih gibi düşünmüştüm ta ki aynı tercihi avrupa kupasında çeyrek final maçında görene dek. bu adamları oynattın ve kupadaki ilk "eh işte" sayılabilecek rakibin karşısında havlu attın. hakem miydi bunun sebebi? federasyon muydu? ne idi? sana büyükekşi mi söyledi zajc ve krunic ile çık diye?
ve ülkeye avrupadan kupa getirebileceğimiz çeyrek final eşleşmesi. ilk yarı zajc ve krunic ile oynadın. 3 yedin. aklın başına geldi, fred, ismail ve irfan'ı oyuna aldın, 2 attın, daha da atardın, süre bitti. ikinci ayakta doğru 11 ile başladın. ama tek tek doğru adamları çıkartıp yanlış adamlara döndün. yine şansın yaver gitti iş penaltılara kaldı. ve elendin. şans mı? hayır. bu eşleşmede işi buraya getiren sendin. ayrıca maçtan önce sordular, penaltılara çalıştınız mı diye, biraz çalıştık dedin. biraz nedir lan?
ve süper kupa. trabzon'da hazırlanan senaryodan galip çıkmayı başardın. o şartlar altında öyle ya da böyle maçı kazanmayı başardın. bitmemesi gereken bir maç bitti. ve sen burada olağandışı bişiler oluyor maç biter bitmez biz içeri girelim diyemedin oyuncularına. şartlar normalmiş gibi davrandın. maçtaki tuzaktan kurtulsan da maç sonundaki tuzağa düştün. sana tarihi cezalar vermeye hazırlandılar ki kalan maçlarda oynatabileceğin adamın kalmasın diye. ama bu cezaları almamak için süper kupayı feda ettin.
gelelim kadro planlaması ve sakatlıklara. ilk kez belki de devre arasında takım güçleneceğine takım zayıfladı. yani devre arasında kimse gelmeseydi ve kimse gitmeseydi bu takım daha derin bir kadroya sahip olacaktı. crespo kalsaydı faydalı olacaktı. krunic hiç gelmeseydi faydalı olacaktı. king sakatken kent kadro dışı bırakılmasaydı faydalı olacaktı. emre mor ve bartuğ elmaz kalsaydı faydalı olacaktı. zajc gönderilip lincoln'e yer açılsaydı faydalı olacaktı. bonucci için elbet niye geldi demem, diyemem, keşke devam etseydi derim sadece. ama özünde kadro planlaması hoca sebepli başarısız oldu. üstüne de doktorun. ben doktorun ismini kavgalarda görmek istemiyorum. doktorun işi değil adam dövmek ya da kart görmek. takımı sağlıklı tutmak onun işi. ama olmadı. her ne hikmetse, senin en büyük rakibin, 3 tane stoperle sezonu tamamlarken, senin defans hattından kimler geldi kimler geçti. krunic ve ismail bile stoper oynadılar... evet ligde sarı ve kırmızı kartlar açısından da bir adeletsizlik vardı ve senin oyuncuların çok daha fazla cezalı durumu düştüler ama sakatlıkları emin ol cezalardan fazlaydı.
ve gelelim teknik ekibin diğer özelliklerine. kalecin kötüye gidiyordu. kaleci antrenörünü değiştirdin güç bela. adam hırvatistan'ın as kalecisi olduğunu sezon sonuna doğru hatırladı. duran toplar için ayrıca hoca getirelim dediler. istemedi senin hocan. gs maçı haricinde kornerden golün olan maç hatırlamıyorum. zaman zaman formu düşen oyuncuların oldu, hadi o olağan diyelim. ama maçtan önce oyuncuları saha ortasında toplayıp konuşma yapmayı nedense iş işten geçtikten sonra hatırladın.
yani demem o ki, fenerbahçe bugün şampiyon değilse, bu en zayıf halkaya yazar. ve bence en zayıf halka hoca ve ekibiydi. başka bir şey değil.
gelelim futbolculara. ligi sıfır kupayla bitirmiş olabilirler ama benim gördüğüm en karakterli kadro bu kadro. yıllardır maç izliyorum ve bu adamların profesyonelliği, hırsı, sahadaki duruşu beni mest ediyor. ali koç ilk seçildiğinde ben size şampiyonluk sözü vermiyorum ama ben size saha içinde gurur duyacağınız bir takım sözü veriyorum gibi bişi demişti. işte bu sene o sözü tuttu. bir kaç tane kartal'ın öz evladı hariç hepsiyle gurur duyuyorum. ama o öz evlatlara da diyebileceğim pek bişi yok çünkü birisi yazı yatarak geçirmiş, öteki kafasında futbolu bitirmiş gibi. ellerinden gelen bu.
şimdi bu kadro için yapılması gereken şey omurgayı koruyup, zincirin eksik olan halkasını tamamlamak. bu eksik halka mourinho olabilir mi? tartışmasız evet. peki senelik 22 milyon euro civarı bir maliyeti fenerbahçe karşılayabilir mi? bence karşılamanın bir yolu bulunur. kimliğini saklayan sponsor gs'da oluyorsa fener'de neden olmasın?
çözüm basit, ali koç başkanlığında, mourinho ya da muadili bir hocayla yeni sezona hazırlanmaya başlamak bir an önce. nitekim bu takımın dusan tadic önderliğinde bize verebileceği çok şey var daha.