erkek kedi: dişiye göre sokakta yaşamaya daha yatkın türdür. bilinenin aksine çoğunlukla araba çarpması ya da insanların neden olduğu sorunlar nedeniyle değil, kendi alanlarını korumaya çalışırken giriştikleri kavgalarda aldıkları yaralardan dolayı ölürler. günlük kalori ihtiyaçları daha çok olduğu için idareleri altına aldıkları mahallenin besin depolarını (tabii ki çöplerin içindeki artıkları) patlatmak hayatta kalmalarını sağlar. çok bilinmese de, yavru erkek kedilerin hayat sürelerini kısaltan da gene yetişkin erkek kedilerdir çünkü henüz doğurmuş dişi kedinin erkek yavruları, bir süre sonra mahallenin yeni damızlıkları olacağı için potansiyel rekabetin engellenmesi adına yetişkin erkekler, erkek yavru kedileri öldürür. çelimsiz yavru erkeklere dokunmadıklarını da görmüştüm. sanırım "zaten bu çoğalsa da kendisi gibi çelimsiz yavrular üretecek. gene benim mahalle iktidarım sürecek böylece" mantığını güdüyorlar. erkek kedilerin özellikle "orange cat" olarak bilinen sarman benzeri türleri en çok konuşan, en hımbıl, çevresini en umursamaz olanlarıdır. garfield'ın bu kadar popüler olması da sarmanlığından ileri gelir zaten. tam bir "keyif pezevengi" olarak mahallenin otoritesiymiş, çiftleşme zorunluluğuymuş; pek sallamazlar. fazlasıyla konuşkan oldukları için çiftleşme dönemlerinde (ki çoğunlukla 2 ya da 2,5 ayda 1'dir bu) mahalleyi adeta inletirler. bi' arkadaşımın evinin çevresinde 2 yıldır bulunan, hem sarman hem de iskandinav kedi türlerine ait renkleri olan, boyutu devasa bir erkeğin sürekli kendisini uyandırdığını söylüyor halâ. kısırlaştırma ameliyatında erkek kedilerin "top toplar" olarak bilinen testisleri alınır. ileride özellikle sistit gibi berbat rahatsızlıkların da önünü açar bu durum. böbrek rahatsızlıkları da genellikle erkek kedilerin belasıdır. "kuru mamaya tabii olmaları bu riski azaltıyor" demişti benim veteriner ama hangi mamanın içeriği %100 güvenilir ki tabii?
dişi kedi: kedi popülasyonunun devam etmesini sağlayan tür. çiftleşme döneminde genellikle tiz sesle bağıranları olur bunların ama gecenin köründe bağırmazlar. kısa süreli aralıklarla birkaç erkek kedi tarafından döllenebilirler. bu da rengarenk kediler doğmasına olanak tanır. birden fazla renge sahip kedilerin henüz yavruyken yakalanabilecekleri hastalıklar, tek renk olanlara göre kat kat fazladır. fip denilen illet de ne yazık ki birden fazla renge sahip yavrular arasında yaygındır. bilinenin aksine, yetişkin "harem ağası" erkek kedi ile pek ilgilenmezler ama onun soyunun devam etmesini isterler. 1-1,5 aylık olana kadar yavrularını emzirdikten sonra tepiklerler ve dış dünya'da hayatta kalma durumlarıyla ilgilenmezler. evde doğum yapmış olanları bile böyledir çünkü 2 ay sonra tekrar kızışacak ve doğurmaya hazır hale gelecektir. kendini buna hazırlamak zorundadır. kısırlaştırma ameliyatlarında rahmin tamamı kazınarak alındığı için kısır olduğu düşünülen bir dişi kedinin tekrar doğum yapması imkansız değildir çünkü rahmin bi' kısmı alınmamış olabilir. bazen kısır dişi kedilerin kızışma belirtileri göstermesi de bununla alakalıdır. kısırlaştırma ameliyatları erkeğinkine göre daha zor geçse de, toparlanmaları daha kolay olur. leğen kemiklerinin hemen yanından açılan derin kesi yeri hemen iyileşir ama baya da komik görünürler bu sırada. ben evdekini bu halde her gördüğümde "hangi savaştan dönüyorsun paşam?" diye dalga geçerdim =) özellikle evde bakılma durumunda, erkek kedilerden daha uzun yaşayabiliyorlar. belli bir yaştan sonra erkeğe göre daha nemrut, daha az insancıl ve evcil oluyorlar. birkaç örneğini bildiğim haliyle de, hafızalarını ve anılarını kaybetmeye daha yatkın olan cins dişi kediler oluyor.
dişilerin hamilelikleri çok zor geçiyor gibi görünüyor olabilir dışarıdan ama özellikle evin içindeki hamile dişi kedi baya rahat oluyor. doğuma birkaç gün kala yer aranıyor, stresten bağırıyor falan. doğumdan sonra, eğer ilk doğumuysa, yavruların üzerine oturarak onları ezmeleriyle de ünlüdürler. belki de sadece çelimsiz olanları ezmeye çalışıyorlardır, ki güçlü olanlar daha fazla süt emebilsin ve daha iyi gelişebilsinler; bilemiyorum altan.