1. intihardan, açlıktan, part-time işlerle birlikte 4-5 işte çalışıp gene de sokakta bavuluyla yatarak yaşamaktan fazlası olmayan ülke. öyle refahmış, film endüstrisiymiş, teknolojiymiş; bizim gibilerin gözlerini uzaktan boyamaktan başka hiçbir olayı yok bunların.

    bu yıl içinde güney kore'nin işsizlik oranları sürekli dalgalandı. önce mayıs'ta rekor denilecek seviyelere düştü, haziran'da arttı, ağustos'ta ise 24 yıl önceye döndüğü söylenerek çakıldı (haziran , ağustos ). intihar oranları ise sabit; günde en az 35, ayda 1000 kişi. işsizliğin azalmış gibi görünmesi düzenli işinin yanında part-time işlerle geçinmek zorunda olanların etkisi. 3 part-time işi olan insan normal işinden izin kullanınca, o ayki istatistikler değişmiyor tabii çünkü halâ işsiz görünmüyor. genç nüfusun da aynı acımasız çalışma şartlarına akın akın girdiğinin kanıtı bence bu sürekli düşen işsizlik istatistiği.

    mapo köprüsü 'ün simgelerinden biri çünkü aslında "intihar köprüsü" olarak anılıyor. sürekli artan ama 35'in altına inmeyen günlük intihar eden kişi sayısının büyük kısmı bu köprüden atlıyordu. devlet mekanizması köprünün çevresine güvenlik önlemi alsa da, bu sorunu durduramayınca, 2 yıl önce köprü çevresine (özellikle intihar edenlerin sürekli bulunduğu yerin tam karşısına) sevgi, aşk, çiçek böcek ve bebek resimleri koydu ve adını da "yaşam köprüsü" olarak değiştirdi. sonuç? intihar oranları 6'ya katlandı. aynı yıl (2021'de) kendi devletlerinin istatistik kurumuna göre bile 13 bin küsur kişi intihar etmiş . bu sayı köprüdeki saçma yönlendirme resimleri ve isim değişikliğinden önceki sayı. dünya'da her yıl neredeyse 1 milyon kişi intihar ediyor. bu da 2018 verilerine göre, gördüğünüz gibi. güney kore'nin kapitalist düzenin sana bana gösterdiği "aslında çok disiplinliler, hayat boğuyordur onları yaae" saçmalığı aslında yoh! aile kurma, ev geçindirme, çoluk çocuk yetiştirme, hem evlenince kuracağı aileye hem de kendi ebeveynlerine rahatlıkla bakabilme birçok genç koreli için hayalden öteye geçemiyor. yahu, insanlar bavullarıyla geziyor, günde 4 iş yapıyor ama barınamıyor ve sokakta yatıyor diyorum zaten.

    konuyla ilgileniyorsanız şu entry'yi de okumanızı öneririm. kaynak falan yok ama güzel özetlemiş durumu. kendine üzülmeye bir an ara verince hayatın başka yerlerde daha boktan olduğunu görüyorsun. sonra faturaları, borçları, taksitleri ertelediğin aklına geliyor ve "sıçayım kore'ye, seul'e" diyorsun.

    edit: bazı yazım yanlışlarını düzelttim.
    #288722 lake of the hell | 1 yıl önce (  1 yıl önce)
    0ülke