1. Viki'ye göre "özgürlükçü komünist" olan oysa bence dibine kadar anarşist olduğu ortada olan ukraynalı devrimci. Ukrayna'da, mahnoşiva'da, kendi özgür ütopyasını kurmuştur. Tarıma dayalı ve yaşayan bir organizma olarak tanımladığı mahnoşiva'da politikaya yer yoktur daha doğrusu politikanın doğurduğu "üstünlüğe" yer yoktur. Ayrıca belirtelim ki bu ütopya toplasanız üç yıl ('18-'21) anca dayanmıştır ve sonra tüm bu anarşist unsurlar paris yollarına düşmüştür. Makhno gibi birçok anarşist de "gurbette ömrüm geçecek/bir daracık yerim de yok/oturup derdim dökecek/bir vefalı yarim de yok." Diyerek paris'in kahvelerini hüzünlere gark etmiş, yirminci arondismandaki küçük "mahnoşiva dayanışma ve kalkındırma lokali" tabelasının led ışıkları yaklaşık 13 yıl sönmemişti, ta ki makhno mortu çekene kadar.

    Uzun yıllar boyunca beyaz orduya karşı savaşmıştır ama bu savaşı bittikten sonra kenara çekilememiş çünkü bu sefer de karşısında lenin'in kızıl ordusunu bulmuştur. Ki kendisinin anılarında anlattığı lenin ile yaptıkları sohbet de gerçekten lenin'in ona ve anarşistlere karşı olan bakış açısını görmek için takdire şayandır. Bununla birlikte lenin'in baba tipi bir realist olduğunu de tekrar anlamamızı sağlayacaktır bu diyalog. Açık açık "anarşistler 'bugün'ü yok sayıyorlar oysa 'bugün' çok önemli bir konsepttir. Devrimler 'bugün' olur." Diyerek makhno reisin, kendi ifadesiyle, kendinden utanmasına sebep olmuş ve anarşistleri " makhno gibi bir avuç adam çıkaramayan ve varlığı silik olan bir grup hayalci" olarak tanımlayan lenin'e makhno dede pek de cevap verememiştir, üzücüdür bu durum.

    Oysa ne de inanmıştık ve ilkelerine...

    desem de inanma ama inanmayı isterdim.
    #288332 kayser sose | 2 yıl önce (  2 yıl önce)
    6aktivist