her şeyin doğru yapıldığı bir sezonda hiç derbi kazanamayarak şampiyon olamamış eski fenerbahçe hocası... dünya kupası arasına kadar geçen süreçte fenerbahçe bu ligin içinden geçecek dedirtmeyi başarmış bir futbol oynatmıştır kendisi. hatta değil bu ligin içinden geçmek, avrupada da rekor kıracak dedirtmiştir. 103 gollü sezon geride kalacak gibi hissettirmiştir. ama sonra, olmadı.
her şey aynı kalsa ve sadece iki galatasaray maçından evindekini kazanıp deplasmandakinde berabere kalsa bile şampiyondu. ama yapamadı. yapamadığı için de ne kendisine sözleşme teklif edildi, ne de kendisi kalmak istedi.
başarısız diyebilir miyiz? diyemeyiz. çünkü normal şartlarda şampiyon olabilecek puanı topladı. kupayı, her ne kadar başakşehir haricinde şampiyon olmuş bir takımla eşleşmemiş olsa bile, aldı. avrupa liginde gruptan lider çıkıp avrupa ligini alan takıma elendi. tüm bunlar bir arada düşünüldüğünde, başarısız diyemem ben. ama fenerbahçe'de ikincilik, başarı da sayılmaz hiçbir zaman. burası premier lig değil, jesus da ferguson'un yaşında değil.
bir dönem kendisinin yaptırdığı transferlere de laf söylendi. yani adam seferovic'i, yusuf demir'i, mathias ross'u, mata'yı falan aldırıp hiç mi oynatmadı? ya da 9 milyon euro maaşı olan icardi'yi 750 bin euroya getirdiler de istemem mi dedi? eldeki bütçeyle alabildiğini aldı ama içlerinden sezon boyu net verim alabildiği sadece arao oldu. peres, sakatlandı ve sağlıklı dönüşü ancak sezon sonu mümkün oldu. pedro önce uyum sağlayamadı, sonra sakatlandı, şimdi de mutsuz ve italya'ya dönmek istiyor deniliyor. gustavo kim min jae'den sonra kıyaslanamayacak kadar alt seviyede bir stoperdi, samet gelene kadar elinden geleni yaptı, sonra kesildi. lincoln, sakatlanana kadar hocanın jokerlerindendi ama o da sezonu kapattı. sezon başı sakatlanıp kadroya bile yazılmayan ve en fiyasko transfer sayılan bruma bile fenerbahçe'ye para kazandırarak gitti. 4.25 milyon euroya alındı, 6.50 milyon euroya satıldı. özetle hemen herkesten bir şekilde yararlandı. devre arası gelen sol bek hariç...
kendisinin imzası niteliğindeki, dünya kupası arasından sonra oynatmayı bıraktığı ve kupa finaline kadar bir daha görmediğimiz kompakt, önde basan ve dikine oynanan oyun içimizde ukde olarak kaldı. iyi hocaydı, inatçıydı, huysuzdu, işini biliyordu ve 2 gs maçında 0 çektiği için şampiyon olamadı. yolu açık olsun.