türkiye'nin en az 10 yıllık geleceğini etkileyeceği için bana göre en önemli seçimdir. türkiye batı veya doğu'yu oylayacak. eğer kılıçdaroğlu seçimi kazanamazsa biraz daha batacak ve daha çok rusya'laşacak; muhalif, bu sisteme karşı çıkan yurttaşların iyice şevki kırılacak ve birkaç sene ölü sessizliği olacaktır.
bunların hiçbirini yaşamayı hak etmiyor ve elimizden geleni yapıp, bunları cumhurbaşkanlığında devirmemiz gerektiğini düşünüyorum. - aşağı yukarı iki gram aklı çalışan herkes öyle düşünüyordur.-
o yüzden kaybedersek zaten yeteri kadar umutsuzluk ve karamsarlık içinde geçireceğimiz yeteri kadar vaktimiz olacaktır, bunun için işi sıkı tutmalı ve umutsuzluğa düşmemeliyiz; elimizde olan tek şey umudumuzdur.
herkes elinden ne geliyorsa üç-beş demeden yapmalı ve bunları devirmeli; örgütlü olan örgütüyle daha sıkı çalışsın, örgütlü olmayan konu, komşu, akraba, arkadaş kimse onu daha sıkı markaja alsın, sandıkta müşahit ya da en azından dışarıdan denetleyecek yurttaş konumuna gelsin, hiçbir şey yapmayan da gitsin bir zahmet bir oy versin.
karşıda parti ve ittifaktan daha fazlası var, devlet var; devlet. ve bu işten kazanma motivasyonuyla beraber kazanarak alnımızın akıyla çıkalım.
oldu diyelim ki, kaybedildi; bu da bir ihtimal, hayat bu ya. kazanmak kadar kaybetmek de var. sandıkta ne kadar yüksek oyla kaybedilirse iktidarın işi o kadar zorlaşır bunu unutmayalım. (%60-40'la %51-49 aynı şeyler değildir.)hayatta bu felaketleri yaşayan ilk biz değiliz bunu da unutmayalım. bu toprakların tarihinde büyük kaçgun, celali isyanları var, akp bunların yanında hava cıva kalır; bunları aklımızdan çıkarmayalım.
ve bu hareketin ellilerden beri -devlet yardımıyla da olsa- nasıl milim milim buralara geldiğini aklımızdan çıkarmayalım. ilk önce solcuları, sonra sosyal demokratları, sonra seküler milliyetçiler (sağ-kemalist) en son da orduyu devre dışı bıraka bıraka 70 senede buralara geldiler ve 20 senede 70 senenin bütün kazanımlarını sıyırdılar; bunu da kimse aklından çıkarmasın.
rakibin de olsa herkesten ders alınır; bizim gibilerin de alacağı en büyük ders bunlardan, kesintisiz mücadeledir. onlar hiç bırakmadı bizim de bırakmamamız lazım, mücadele vermeden zaferler kazanılmaz. yenilsen de elini yüzünü yıkayacak ondan sonra 0'dan yoluna devam edeceksin hayatın kuralı budur.
o yüzden her uzun yazımda bitirdiğim gibi gazi paşa'nın bir cümlesiyle bitireceğim bunu da ;
"Yorulmadan beni takip edeceğinizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaşlar, yorulmadan ne demek? Yorulmamak olur mu? Elbette yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak değil, yorulduğunuz zaman bile durmadan yürümek, yorulduğunuz dakikada da dinlenmeden beni takip etmektir. Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlâtları, yorulsanız bile beni takip edeceksiniz. Ben bu akşam buraya yalnız bunu size anlatmak için gelmiş bulunuyorum. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar."- (1937)
son bir ekleme, o güvenli bölgede kalan sözümona akil adam, aydınlara da seçimden sonra giydireceğim; bizim götü rahat insanlardan alacak ve öğrenecek hiçbir şeyimiz yoktur. biraz da onların muhalif31'likleri yüzünden işler böyle sarpa sardı.
bir de seçim olur da kötü biterse, "ben gidiyom ya", "dağdaki çoban", "celladına aşık.." vs. yapan olursa; siktiri çekin ben şahsen öyle yapacağım.