en büyük sıkıntı uzun sayılabilecek bir süre hiçbir olay olmaması olabilir. izleyeli biraz oldu aslında ama toplam 1, biraz süslersek 2 saatte anlatılabilecek olayları bilmem kaç bölüme yaymak biraz tatsız olmuş. olayları bu kadar sündürmek bir şeylerin büyüsünü kaçırmış, seyircinin dizi karakterleriyle bağ kurmasının önünde bi bariyer oluşturmuş.
Bu bahsettiğim bariyerin en önemli katkısı başrolün kendisi zaten. ille de hasta olayım kurtulayım diye tutturması nereden bakarsam bakayım saçma bir düşünce. Bu meselenin onun üzerinde kurduğu baskının ve duygudurumunun daha iyi anlatılabildiği bir versiyonda kendimi karaktere hak verirken görebiliyorum, öyle bir potansiyel var hikayede ama tam yansıtılamamış. Karakter bencil durmuş, oysa birini karaktere bağlamak istiyorsanız en basit tabirle bunun tam tersini yapmanız gerekir.
Öte yandan şule de kasıntı ve iyilik meleği. O da bir garip. her şeyi kusursuz olan insanlar ilgi çekmiyor bana kalırsa. keşke daha gizemli ve soğuk bi karakter olsaydı. gonca vuslateri'nin oynadığı karakteri düşünün, çok az replik ve sahneyle dizinin yıldızı olmuştur benim gözümde.
Bir de artı-bir topluluğu var. onların derdi bile tam anlatılamamış. tam olarak ne istedikleri açık değil, mevcut durumdan memnun değiller ama daha iyi bir çözümleri yok, bilen bilir bu en kötü muhalefet etme yöntemidir.
şule için yapılan oyuncu seçimi de beni irrite etti. bir adamın görür görmez aşık olduğu, tanımadan onu hayata bağlayan kadının her sahne geçişinde yapılan müthiş makyajı, asla dağılmayan bukleleri hikayeyi basitleştirmiş. ilk görüşte aşkı anlatmak için geçmişte türkiye güzeli seçilmiş birini özne yapmak bence çiğ bir hareket.
--
spoiler --
yazarın aklını okuyamam ama bitirdiğim anda arkadaşımı aradım ve şöyle dedim: "bak, yazar n'apmış biliyor musun, son 10 sayfaya kadar baya güzel yazmış ilerletmiş tam da bir şeyler çıkıyor gibiymiş. sonra sıkılmış, bir süre yazamamış, ya da bunu yazdığını bile unutmuş. amaan bu da abuklayıversin işte demiş, abuklatmış, konu kapanmış"
tam olarak öyle. olaylar o kadar bağlantısız ve anlamlandırması zor ki başrolün "sıcak kafa" olması yani ARDS'ye karşı olan bağışıklığı bile olay örgüsüne hiçbir katkı sağlamıyor. düşünün.
kitap sadece yazarın aklındaki bu hastalık, abuklama gibi kavramları daha iyi anlatması için yazılmış gibi. Çok da keyifliydi bunları okumak, düşünmek. ilk defa bir uyarlamanın önce dizisini izleyip sonra kitabını okumanın doğru bir sıralama olacağını düşünüyorum.
--
spoiler --