Consumerismin bir başka boyutu bence ama bu konuda konuşmak istemiyorum açıkçası konuşmak istediğim bu işin yüzeyselliği. Her 10 insanın 9'unun hayali olan bu aktivite aslında kişiye herhangi bir şey katmaz ve zaman kaybından başka bir şey değildir. Kültürleri tanımak istediğini söylerler ama gittiklerinde tek yaptıkları eyfel, big ben gibi internetten de açıp bakabileceğin mainstream yapıların önünde foto çekinmektir. İnstagram'da kesin takipçileriniz arasında vardır bu yapı fetişistleri. Eyfel ile tek beden olmak istiyor o metale sürtünmek, boşalmak istiyor. Eyfel'den çocuk yapmak istiyor. İstanbul'a küçük eyfelllerle dönmek istiyor. İnsanın içinde doğmadığı bu kültüre karşı bu denli büyük bir açlık hissetmesi kadar cringe başka bir şey yok. Konyalı adam Eyfel'i görmek istiyor mesela bunun açıklaması olamaz. Eyfel'in yokluğu seni nasıl etkilemiş olabilir ki bu kadar açsın?
Bu işin bir diğer boyutu da 2 haftada hiçbir kültürü hiçbir s.ki tanıyamaz insan. Sadece görürsün ve soluyamazsın. Soluyamama sebebin de aslında sadece tatilinin süresinden kaynaklanmıyor senin altyapın yok. Sen Barcelona'daki o katedrale bakınca görülmesi gereken şeyi göremezsin. Sen sadece ihtişamının zihnindeki izdüşümünde sarhoş olursun. Bir mimarın gidip görmesini anlarım ama senin bu yoğun açlığına gülerim. Gorilin elinde mandolin gibi duruyorlar. Senin neyine aq bir kültürü tanımak sen kendini tanımıyosun daha. Ne bir hobin var ne bir sanat dalında derinliğin var ne sosyoloji bilirsin senin gitmene gerek yok ki sen açıp videosunu izlesen yeter.
Bir diğer nokta şehirler yüzde 90 birbirinin aynısıdır. Beton yığınlarıdır. Birbirinden tek farkları havasının temizlik durumu ve iklimidir. Bir de yemekler de farklıdır. Avatar-Pandora'ya gitmiyorsun. Havada duran yapılar yok, faunası, florası aşağı yukarı aynı. İnsanları farklı ama onların da dili farklı. İnsan her yerde aşağı yukarı yine aynı.
Ayriyeten dünya gezilir görülür ve boşluğa düşülür çünkü dönersin kaçmak istediğin kürkçü dükkanına. Sana sağlam bir tokat olur o gezin. Paran da yok ki beğendiğin bir yere yerleşesin. Öyle gördüğünle kalırsın. Sonuç olarak hem senin yetersizliğinden hem de ülke şartlarından ötürü harcadığın parayla kalırsın.