kedilerde görülen en beter rahatsızlıklardan biridir. özellikle kısır erkek kedilerde daha sık görülmekle birlikte, sebepleri; cinsiyetine, ırkına, genlerine, kısırlaştırma tarihine, beslenmesine ve stresine de bağlı olabilmektedir.
belirtileri uzun süreye yayılacağı gibi 1-2 gün içinde de kendini gösterebilir. kısa sürede olanı insanın ömründen ömür götürür. yaşamayanın cidden nasıl bir hissiyat olduğunu bilemeyeceği gibi kimselerin de tecrübe etmesini istemem açıkçası.
özellikle kumuna sık sık girip çıkıyor ve kesinlikle çişini/kakasını yapamıyorsa en acilinden bir veterinere gitmeniz gerekiyor demektir.
sık sık cinsel organını yalıyor ve damla damla şeklinde kanla karışık idrar geliyorsa büyük ihtimalle tüm idrar yolları tıkanmış, hastalığın gelebileceği son noktayı yaşama ihtimaliniz ise yüksektir. bu raddede bir rahatsızlığın ölüme götürmesi kaçınılmazdır. göz korkutmuyorum, tamamıyla gerçekler.
eğer bu süreçte sonda ve temizleme işlemlerinden sonra kediniz hala yaşıyorsa, uzun bir tedavi süreci önünüzde bekliyor demektir.
sabrınızı sağlam şekilde test eden bir süreç olacaktır. (peygamber sabrına ulaştım gibi oradan biliyorum)
öncelikle 4 ayaklıların en sevmediği olan elizabeth uzun ve meşakkatli denebilecek bir süre kendilerinde takılı kalacaktır.
bununla rahatça ne yemek yiyebilir ne su içebilir, ne de daha önceden zıplayıp hopladığı yerlerden geçebilir. ha gerçi uzun süre sadece mayışık bir şekilde yatacağı için zıplama falan hak getire tabii. öncelikle çocuğun iştahı olmayacak bu cepte. bol bol şırınga temin edilmesi gerekiyor.
böbreklere zarar verip vermediği test yapmadan bilinemeyeceği için bol su içmek her halükarda şart olacak.şırıngayla bunu yapmak deveye hendek atlatmaktan zor. hem nazlı oluyor, hem canı acıyor, hem de keyifsiz olduğu için maalesef ki ipek eldivenle seviyormuş gibi davranmak gerekiyor. bunun dışında ;böbrek ve hemogram testi olmadan kesin bilgi verilemiyor ilk etapta, onlar şart. böbrekler zarar gördüyse bambaşka bir hayat sizi ve onu bekliyor zaten. şimdilik burayı geçelim.
böbreklere zarar versin ya da vermesin , şimdi ismini veremeyeceğim toz halde pembe renkli ilacı her gün yemesi gerekiyor 1 ay boyunca. artık nasıl yedireceğiniz sizin becerinize kalmış. ben üretral tıkanıklık için özel olan mamayı et/tavuk suyu/yağ ile blenderdan geçirip bu ilacı da içine ekleyip öyle yediriyordum. tabii kaşıkla yerken yarısının dışarı gideceğini de hesaba katmak gerekiyor. bu dönem besleyebileceğiniz kadar bol beslemek gerekiyor, vücut sıcaklığının düşük olması fazlasıyla görülen bir durum çünkü. bir de en az 1 hafta kullanması gereken antibiyotik var. bunun adını verebilirim sanırım (bkz: piyeloseptyl) . iğrenç tadı olan sarı bir şurup, yavrucuk yutarken ağzı köpürüyordu ama yapacak bir şey yok.
etkileri arasında çiş kaçırma, kas tembelliği, uyuşukluk, mide bulantısı ve depresyon var. ölümlerden ölüm beğen gibi bir durum yani.
her gün kontrol, testten sonra antibiyotik iğne (1 hafta kullanılıyor ortalama) , vitamin serumları, deri altına izotonik su enjekteleri vs vs gibi aslında yavruyu da fazlasıyla yıpratan bir süreçten geçiliyor. bir de sonrası var ki özellikle yemesine içmesine ve hijyenine extra dikkat edilmesi gerekiyor.
ayrıca belli bir süre çiş kaçırdığı ve ağır antibiyotik kullandığı için tüyleri dökülüyor, hem de parça parça, bunlar korkutmasın, 1-2 haftaya probiyotik desteğiyle birlikte düzelmeye başlıyor. bir bebekten farksız bakım istiyor hatta ve hatta daha da üstüne titrenen bir dönem oluyor bu idrar yolları nanesinin bakımı.
ama ne zamanki o eski enerjisinin 10'da 1'inin bile başladığını görüyorsunuz, kendi başına yemek yediğine şahit oluyorsunuz...
ne uykusuz gecelerinizin derdi kalıyor ne de sabrınızın sınandığı evin her köşesinden çiş temizleme rutini..
onlar bizler için çok şey ifade ediyor. böyle olaylarla anlamadan önce kıymetini bilmek lazım gelir.. canım oğlum
not : aşırı spontan şekilde yazdım, unuttuğum bir ton detay vardır. hatırlarsam eklerim
edit : eğer başınıza gelir de gittiğiniz vet/ler ağır konuşursa (ex olmadan öncesi, her şeyi bekleyin, fip bile olabilir blablabla) derse gardınızı düşürmeyin! çünkü düşürürseniz hem şiş yanabilir hem de kebap. tedavi için onların eline mahkumsunuz maalesef ki, moralinizi bozar şekilde konuşurlarsa siz kendinizi telkin edin, cidden yapacak başka bir şey yok. bolca ilgi verin çocuğa, elinizden geleni yapın ve sürece odaklanın. sizin de moraliniz en dipte oluyor, zombi gibi geziyorsunuz ortalıkta. düşman başına verilmeyesi bir hastalık, aman diyeyim..