siyasi partilerin seçim sürecine girildiğinde karar verdikleri adaylarını önceden ya da erken açıklamayarak korumaya almak istemesi, özellikle bizimki gibi siyasi arenanın mahalle kavgası seviyesinde sürdürüldüğü ülkelerde adayın bu dış müdahalelerle yorulup yıpratılmasını önlemek istemesidir.
bizler gibi son 20 yıldır lanet bir evliliğin içinde gibi yaşayıp, bir tane bile yeni isim görmediğimiz ülkelerde sürecin özenle yürütülmesi gerektirdiğini anlayabiliriz. bizler seçim süreci denen dönemde, gelecek yeni ve "sürpriz" adayın heyecanlı bekleyişi içersinde iken, bu uzun bekleyişi adayın yıpranmaması adına saygıyla bekleyebiliriz.
ve bekledik de.
seçime 60 küsür gün kala "yine" onlarca yıldır tanıdığım ve hali hazırda bildiğim kişinin aday olarak lanse edilmesini bu başlıktaki tanımla ilişkilendiremiyorum.
lanet olsun ki; ben büyük problemden kurtulmak için bizim site görevlisi orhan bey'e de oy verecek noktadayım.
bunu da demokrasi tanımına sokma hatasına düşmüyorum artık.
bir çeşit monarşinin içinde debelenir gibiyim.
ama sadece merak ettiğim şu;
kemal kılıçdaroğlu adı erken açıklansaydı nasıl yıpratacaklardı allasen.
onlara bile ihtiyaç yok ki ben zaten evde falan mütemadiyen yıpratıyorum hali hazırda*
