çocukken sınıfta kolu olmak için can attığım kurumdu kendisi.
şu zarflardan kendi semtimize ait olanı kaç defa doldurduğumu hatırlamıyorum, içine harçlıklarımızı koyardık, ben değil biz demeyi öğrendiğimiz ilk yerdi aslında. pbs.twimg.com/...
kızılay kolu olmak sınıf içinde çok önemliydi, seçilmek için uğraşırdık. çünkü işte bu zarflardan falan sorumlu olurdunuz, arkasında dev gibi kızılay vardı. kızılay bizim için kurtuluş savaşıydı; basakgazetesi.com/...
çünkü trafik kolu olup ne yapacan allasen, trafik müdürlüğüne mi bağlanacaksın nedir? meteoroloji kolu da az aktiviteliydi, camdan bakıp hava güneşli falan derdi de ciddi değil. ama kızılay kolu öyle mi, para emanet ediliyor düşün yani, o derece. nasıl sorumluluk inanılmaz.
sonra gençlik dönemi koşa koşa gittim ben buraya, altın ilk yardımcı falan oldum. kaç aşamalı sınavlara girdim, sertifikalarım var sıra sıra, gurur duyuyordum inanın. her cv'me eklemişimdir.
şimdilerde görüyoruz ki, içinde çocuk harçlıklarıyla dolu olan zarflara sahip çıktığım kadar koca kuruma sahip çıkmamış kimse.
herkes için güzel olan ne varsa, kıymetli olan, anlamlı olan, değerli olan, geleneksel olan, kültürel olan ne varsa yok etmeye, değersizleştirmeye and içmişler sanki. elimize kağıt kalem alıp hesap yapsak ne kadar zarar verebiliriz diye bu kadar hayal edemeyiz, bu kadar planlayamayız resmen.