1. adı sanı belli olan üç tanesinin geçmiş zamanda üyesi olduğum oluşum türü. adı sanı belli olamadan proje halinde kalan ancak stüdyoya prova için girilen, konuk olarak sahnede eşlik edilenleri de sayarsak altı. üyesi olduklarımın ikisiyle düzenli sahne almışlığım da var. hatta üyesi olduklarımdan birisinde sevgili eşimle tanışmışlığım da.

    benim için de bir zamanlar bir yaşam biçimiydi, aktif olarak müzik yapanlar için bir kez içine girildi mi sonrasında bir parçası olmak için büyük bir istek duyulan, bir parçası olmadan neredeyse eksik hissedilen bir olay bu, birlikte müzik yapmanın inanılmaz bir elektriği var çünkü. beş ya da altı kişi birlikte, bir parçayı baştan sona dek eksiksiz çalmanın verdiği tatmin, evde tek başına bir parçayı baştan sona dek çalabilmekle aynı şey değil zira, beraber müzik yapmak, kayıt olsun, canlı müzik olsun, bambaşka bir şey.

    çoğu zaman ego problemleri, çoğu zaman hayattaki ilerleyiş yollarının farklılaşması, bazen, nadiren de gönül ilişkileri yüzünden bu gruplar genellikle sonsuza dek sürmezler. ancak bu da öyle bir bağdır ki, insan nasıl bazen bir parçayı dinlerken aklına eski sevgilisi gelir de dertli bir nostalji içine düşer, ben bunu genelde eski gruplarımla ilgili hissediyorum, bazen bazı insanların kişiliklerini değil ama o insanlarla beraber müzik yapmayı özlediğim oluyor. bir gitarist arkadaşım vardı mesela, yürüyen ego idi, sevilmezdi, ama onun müzik konusundaki bilgisini, uyumunu özlerim, stüdyoda şeker gibi bir insandı, dışarıda değildi.

    eşimle aynı grubun üyesi olmak üzere tanışmış/tanıştırılmıştık. biz sevgili olduktan kısa bir süre sonra grup, bizimle ilgili ama bizden alakasız bir şekilde dağıldı. (bir arkadaşımızın en yakın dostunun gönül ilişkisi isteğini reddetmiştim, ancak eşimle sevgili olduktan sonra arkadaşımız, kendi dostuyla bizim aramızda kaldı ve bir bahane ile grubumuzdan ayrıldı, sonrasında biz de onsuz yürütemedik.) benden sonra, "tıpkı gemiye olduğu gibi stüdyoya da dişi alınmaz," şeklinde bir kural oluşturan ve bu kuralına bugün bile hala uyan bir arkadaşımız var mesela haha, çeşit çeşit ayrılık ve dağılma sebepleri olabiliyor, bir arkadaşım kendisi gruptan ayrılmaya üşenip kendisini kovdurana dek stüdyoları ekip yerine başkasını geçirdiğimizde çirkefleşmişti. başka bir arkadaşım, kendi enstrümanının partisyonlarını öğrenmeye üşeniyor, kendi partisyonlarımın yanında onunkileri de kapatmak için onlara da çalışıyordum, ama o arkadaşı kovmak da aklımızın ucundan geçmiyordu, insan var insan var çünkü, kimi tembel ve yeteneksiz olur ama grubu bir arada tutan hamurdur, grupta kalır; kimi yeteneğini içine sığdıramaz, ama çekilmez bir insandır, gruptan gönderilir. gibi...
    #282737 taro | 2 yıl önce
    3genel terim