insanların çoğu "iyi olan her şey güzeldir. güzel olan her şey iyidir." şeklindeki antik yunan düşüncesine yatkın oldukları için her zaman karıştırılabilen bir durumdur.
rousseau da, filozof olmasına rağmen, bu klasik düşünce tuzağına düşmüştür:
mesela benzer şekilde hayranı olduğumuz şarkıcıların/müzisyenlerin çok iyi insanlar olduklarını düşünürüz. çünkü duygularımıza hitap ederler. ama mesela george harrison'ın üfürükçü hocalardan çok da farklı olmadığı bir zaman dilimi olmuş budizmi 60'ların nesline taşırken. meditasyon ayağına grup arkadaşı ringo starr'ın eşi maureen'i götürmüş bir güzel.
işte burada karar tamamen bireye ait bence. zira sanat tamamen bireysel bir durum. sscb'deki gibi sanatı da yasalara bağlarsanız dmitri şostakoviç gibi kilitli kasalarda saklarlar sanatçılar ürettiklerini.
mesela ben şahsen popüler müzikleri (rock, caz, pop vs) dinlemiyorum. çünkü o müzikler benim inancıma ters şeylere hizmet ediyorlar.
galiba burada dikkat edilmesine gereken sanat eserinin neye hizmet ettiği, evet.
bir hırsız, hırsızlığı yücelten ve insanları hırsızlığa yönelten bir eser ortaya koyuyorsa o zaman o esere karşı çıkabiliriz. ama bir hırsız insanları iyi olana yönelten bir eser ortaya koyuyorsa o eseri kabul edebiliriz belki. ama bu yine de sanat eserini ortaya koyan kişinin hırsız olduğunu değiştirmez. hırsızlık yaptığı için cezasını çekmeli. hapiste yine sanatını devam ettirir.