1. "kadınlar böyledir", "erkekler şöyledir", "onu yapan kadın", "bunu giyen adam" gibi kalıplarla oluşan yargıların benimsenmesi sonucu ortaya çıkan mefhum. bu anlayış bireyin kimliğini sınırları içine hapseder. kişiliğin renkleri, çeşitliliği yoktur, tonları yoktur. tek bir gruba mensupsundur. kız çocuklarına oyuncak bebekler alırsın, nasıl giyinmesi gerektiğini, nasıl yemek yapması gerektiğini öğretirsin. erkek çocuklarına oyuncak arabalar, oyuncak silahlar alırsın, beylik laflar ettiğinde takdir edersin. işte sana temelleri iyi atılmış güzel (!) bi' toplumsal cinsiyet tanımlaması. bu tanımların sınırında ya da dışında gezenleri de mimledik mi, tamam!

    "gece yarısı sevgilisinin kaldığı otele giden kadın öldürüldü.", "karısı tarafından aldatılan adam katil oldu" gibi zilyon tane haber metnini yazan, yazdıran akılsızların, bu metinlerin tam olarak neye hizmet ettiğini biraz düşünmesi gerekirdi. cümlenin havası toksik ama biraz beraber soluyalım, "sen gece yarısı sevgilinin kaldığı otel odasına gidersen bunu yaparlar işte, ne işin vardı gecenin bi' saati orada!" tek solukta yazılan cümle, tek solukta takılmaksızın okunan cümle ve trajik gerçekler. can yakıyor bu gerçeklik. en azından benim için can yakıcı düzeyde.

    aileler belli düzeyde bilinçli olsa dahi televizyonun alt yapısını kasten ya da kazaen (!) deforme ettiği bu metinleri fark etmek, bazen gerçekten çok güç. bu cümleler o kadar doğal geliyor ki kulağa, burada sorun olduğunu bile düşünemiyorsun. üstelik sana zalimi değil mağduru suçlu gösteriyor. sorgulamaya çalışırken ilk durağımız bu tip sorular oluyor: "gece yarısı sevgilisini görmeye gitmek öldürülme sebebi midir?"
    öyle bi' saçmalık ki sorgulamaya başladığını sanıyorken bile doğru soruyu görünmez hale getiriyor bu etiketleme sevdası. "hangi eylem öldürülme sebebi olabilir ki?"

    şimdi, biraz geriye çıkalım. belki bi' nebze sakinleşirsek -sakinleşirsem-, daha soft ayarda akışı yakalayabiliriz. bi' kadın ya da bi' erkek olarak tek başıma yaşıyorsam kendi hayatımı idame ettirecek kadar gerekli eylemleri tanımalıyım. her eksiğimi para karşılığında giderecek kadar zengin değilsem bi' şeyler yapmayı bilmeliyim. burada artık cinsiyet önemsizleşmeli d' mi? söküğünü dikmeyi bilmek, tuvalet fırçalayabilmek, gerektiğinde youtube'dan priz değiştirmeyi öğrenmek zor değil, üstelik gerekli. fakat toplumsal cinsiyet rolleri o kadar iyi (!) bi' şekilde dayatılmış ki bizlere hiç fark etmeden bu denizin içinde yüzüyoruz ve "bunu da mı ben yapıcam" naralarını atanlara "tabii tabii haklısın ya" diyoruz. yetmiyor televizyonda ya da sosyal mecralarda yaftalama ustası şahısların kuyuya attıkları taşın peşine düşüyoruz.

    kafamda git gide dallanıp budaklanan, bi' türlü "tamam artık yeter" dedirtmeyen bu girdi ile direkt ilişkili olduğunu düşündüğüm , üzerine de bi' şeyler karalayıp, kafanızı biraz daha şişirmek isterim müsaadenizle.

    etiketleme yapmak sonradan öğrenilen bir şey değil insan zihninde, default olarak bulunuyor zaten. dünyayı tanımayı kolaylaştırıyor. erken yaşlarda ne kadar farklı veri tanımlarsan yetişkin dönemlerde çeşitlilik, o denli geniş oluyor. yani dünyayı elindeki kalıplara sığdırmaya çalışmıyorsun sen dünyaya göre daha farklı kalıplar yaratmaya başlıyorsun. algılar daha açık oluyor. gel gelelim daha basit düşünce yapılarına dört elle yapışıp, hiçbir dogmatik bilgiyi sorgulamadan yaşayıp gidince, artık dünyayla tanışmak değil dünya ile anlaşmak gerektiğinden bu kalıplar, etiketler işe yaramaz hale geliyor. yaşla beraber değişen, gelişen, farklılaşan dünyaya ayak uyduramaz oluyor insan. ondan sonra her şehre bir karakter, her cinsiyete bir nitelik, her ergene bir sıfat yapıştırıyor.

    yaygın etiketler sebebiyle insanların yalnızca bir düşünce, bir söylem veya bir davranıştan ibaret olduğu düşünülür. "böyle demişse budur", "bunu yapmışsa şudur" -ben yazarken sıkıldım ama söylerken sıkılmayan çok. anlamsız geliyor bana bu kalıplar- hiçbir insan tek bir söz, tek bir eylem ile tanımlanamaz. ama böyle kısır cümlelere itimat ede ede kendi fikirlerinden uzaklaşan çoğunluk, zamanla doğru yanlış kıstasını da yitiriyor ve tek bi' dal ile bütün ağacı tanıdığını sanıyor.
    ezcümle bütün yazının özeti şudur: mini etek giyen kadın, mini etek giyen kadındır. bunun fazlası safsatadan başka bir şey değildir.
    #281207 bisubisigara | 2 yıl önce
    0kavram